Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun bu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen, ihale yapılmış ise yapılan bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesinin takip tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapacağı ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı vereceği-
Her iki borçlu şirket adına kıymet takdirine itiraz üzerine, icra mahkemesi kararının kesinleşerek satış dosyasına girdiği, satış ilanının da, avukata  "Dosya Borçlusu Şirketler Vekili" açıklaması ile usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmış olup, ihale tarihlerine göre süresinde olmayan  ihalenin feshine yönelik şikayetin reddi gerekeceği-
Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin ve şikayetçi borçlunun, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığının kabulü ile ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, ancak bu durumda, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi söz konusu olduğundan, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şikayete konu ihale bedeli, taşınır malın muhammen değerinin çok üzerinde ise de, taşınır malın tahmini değerinden fazla bir bedelle satılmış olması mutlaka ve tek başına zarar unsurunun gerçekleşmediği anlamına gelmeyeceği- Nitekim, geçerli bir satıştan söz edebilmek için satış talep tarihinde geçerli bir haczin varlığı ön koşul ve yasanın amir hükmünün gereği olup; ortada geçerli bir haciz yokken satışın yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Belirtilen durumda, taşınır malın satışa çıkarılmasında, tahmini bedelin üstünde satılsa dahi , borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece elektronik ortamda verilmiş teklif olup olmadığının ihale tutanağına yazılmadığı ve ihale tutanağında ihaleye hangi bedel üzerinden başlandığının belirtilmediği hususları tek başına fesih nedeni olmadığı gibi, resen incelenecek hususlardan da olmadığından, mahkemece bu nedenlerle ihalenin feshine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Tebligat Kanununun 21. maddesinin 2 hali birlikte düzenlediği; bunlardan ilkinin “ adreste bulunmama” diğerinin ise “ tebellüğden imtina” olduğu- Borçluya satış ilamının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmiş olmasının, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
“İhalenin feshi isteminin kabulü halinde alacaklı aleyhine para cezasına hükmedileceğine” dair yasal bir düzenleme bulunmadığından bu durumda alacaklı aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Mahkemece, şikayetin, öğrenme tarihine göre süresinde yapılmadığı kabul edilerek ihalenin feshi isteminin süreden reddedildiği bu durumda işin esasına girilmeden şikayet reddedildiğinden, davacı (borçlu) aleyhine %10 para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-