İhale alıcısının ihaleye şahsı adına katıldığı ve teminattan muaf olmadığı, ihaleye katılmak için gerekli teminatı da yatırmadığı anlaşıldığından, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İhale alıcısının 3153 sayılı Radiyoloji, Radiyom Ve Elektrikle Tedavi Ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun'un 2. maddesinde öngörülen ihtisas vesikasına sahip tabip kişilerden olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği (HMK. mad. 353)-  İlk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata yapıldığı gerekçesiyle, istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken; sadece, "İİK'nın 134/2. maddesi gereğince feshi talep olunan ihale bedelinin %10'u oranında (... TL) para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına" şeklinde hükmün düzeltilmesine ve bu doğrultuda işlem yapılmasına dair verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulmasını, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği ve daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmayacağı- Aynı taşınmaz üzerine birden fazla haciz konulmasını engelleyen bir yasa hükmünün bulunmadığı- Alacaklının talebi ile taşınmaz üzerine ikinci kez haciz konulmuş ise de, ilk konulan hacizden sonra alacaklı tarafından bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talebinde bulunulmuş ve aynı tarihte bir miktar satış avansı yatırılmış olmakla, hukuki kıymetini kaybetmemiş ilk hacze dayalı olarak yapılan ihalede yasaya uymayan bir yön bulunmadığı- İlk derece mahkemesince ihalenin feshi isteminin reddine dair karar esasa girilerek verildiğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiği, bu durumun kamu düzenine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle istinaf aşamasında göz önünde bulundurularak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi yönünden yeniden hüküm tesisi gerektiği-
(İcra emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken) İİK. mad. 150/e gereğince borçluya icra emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde satışın istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde, takibin düşeceği- Satış talebinden önce masraf yatırılmasının, o tarihte satış talebinde bulunulduğu anlamına gelmeyeceği- İki yıllık sürede usule uygun satış istenmemesi nedeniyle takip düştüğünden ve takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemler yok hükmünde olacağından ihalenin feshi isteminin kabulü gerektiği-
Borçlunun tescil işleminin iptaline ilişkin asıl şikayet dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olsa da, bu hususun borçlu tarafından temyiz konusu yapılmadığı- Yargıtay 12. HD'nce mahkeme kararının, ihalenin feshine yönelik birleşen dosya yönünden yetkisizlik kararının gereğinin süresinde yerine getirilmediğinden bahisle re'sen açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğinden bozulduğu- Somut uyuşmazlıkta icra mahkemece, bozma ilâmına uyma kararı verilmesine rağmen bozma ilamı aşılmak suretiyle bozma nedeni yapılmayan ve tescil işleminin iptali talebine ilişkin asıl davanın reddine karar verilerek, bu istem ihalenin feshi gibi değerlendirilip para cezasına da hükmedildiği- Bozma ilamına uymakla, uyma kararı ile bağlı hale gelen mahkemenin uyduğu bozma ilâmında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapması ve hüküm kurması gerektiği-
Son bozma ilamında; şikayetçi/ diğer borçlu yönünden de şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği hususu açıkça belirtilmiş olmasına ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, uyulan bozma ilamında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapılması ve hüküm kurulması gerektiği-
Düşmüş hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdirinin bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği- Kalkmış (düşmüş) hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak yapılan ihalenin usulsüz olduğu-
Satışa esas alınan kıymet takdirinin gerçeğe uygun olması halinde, zarar unsuru gerçekleşmemiş olduğundan, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmadığı, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK. mad. 353/1-b-2 gereğince, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, ilk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, yeniden esas hakkında karar verilmeksizin, para cezası yönünden ilk derece mahkemesi hüküm fıkrasının düzeltilmesi suretiyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-