Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; satış ilanı tebliğ mazbatası üzerinde bulunan imzanın -mevcut mukayese imzalarına kıyasla- borçlunun eli ürünü olmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunda ise; söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel borçlunun eli ürünü olduğu bildirilmiş olup bu hali ile tebligat mazbatası üzerindeki imzanın borçlunun eli ürünü olduğu usulünce kanıtlanamadığından, satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu kabul edilerek ihalenin feshi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanı ve kıymet takdiri raporu tebligatlarının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine ait olduğu, ihalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının ve kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği gibi, mahkemece şikayetçiden başka ilgililere yapılan tebligatların usulsüz olduğu veya hiç yapılmamış olduğu gerekçe yapılarak ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
Tesis edilen ipoteğin, ipotek resmi senedine göre, taşınmaz ile birlikte teferruat, mütemmim cüz ve müştemilatlarını da kapsadığı, dolayısıyla TMK. mad. 862 uyarınca, alacaklı lehine tesis edilen ipoteğin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı- İpotekli taşınmazın eklentisi niteliğinde kabul edilen forkliftin de ipotek kapsamında olduğu, borçlunun ihalenin feshi talebinde ileri sürmüş olduğu bahse konu menkul malların ipotek kapsamında olmadığı ve ilgili malların üzerinde haczin bulunmadığına dair itirazlarını yapılan kıymet takdirine itiraz davasında ileri sürmediği ve bahsi geçen menkullerin satışa konu edilip kıymet takdiri yapılamayacağına dair şikayetinin bulunmadığı görüldüğünden, satış ilanında yer alan taşınmazlar ile makine ve teçhizat olarak geçen tüm ekipmanların satışının yapıldığı ihalede herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Satışa konu taşınmazın üzerindeki yapının fabrika olması itibariyle; müştemilatı, makine ve teçhizatlarının ayrıca bir ihalesi söz konusu olmayıp, içerisinde bulunduğu fabrika ile birlikte bir bütün halinde ihale edildiği, dolayısıyla ihaleye konu olan taşınmazlar ile içerisinde mevcut olan müştemilatı, makine ve teçhizatların satışında, bir kısım için ihalenin feshinin kabulü, bir kısmı için ise; ihalenin fesih talebinin reddi sonucunu doğuracak şekilde, “forklift bakımından şikayetin kabulüne, forklift dışındaki diğer tüm davaya konu ihaledeki mallar bakımından şikayetin reddine,” şeklinde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-
Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatlarda tebligat zarfları üzerinde ''mernis adresidir '' ibaresi ile birlikte tebliğ işleminin TK'nun 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verildiğinin, dolayısıyla, tebliğ memurunca, şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemlerinin TK'nun 21/2. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığının görüldüğü, başkaca fesih nedeni de olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcının, o taşınmazın mülkiyetinin kazanmış olduğu- Mülkiyeti kazanan ihale alıcısının, ihale gününden itibaren taşınmazın işgal eden kişiden 'ihtar göndermesine gerek olmadan' ecrimisil isteyeceği-
İİK. mad. 150/e uyarınca, süresinde satış istenmemesi halinde icra takibi düşeceğinden, bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerektiği- Böyle bir durumda, taşınmaz, tahmini bedelin üstünde satılsa da, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerektiği- "Zarar unsuru gerçekleşmediğinden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı" gerekçesi ile ihalenin feshi isteminin reddine yönelik BAM kararının hatalı olduğu-
Borçlunun hiç bir aşamada vekille temsil edilmediği anlaşıldığından, şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmolunamayacağı-
Borçlu vekiline satış ilanının 29.09.2017 C. günü tebliğ edildiğinin, şikayete konu ihalenin ise 02.10.2017 Pazartesi günü yapıldığının görüldüğü, buna göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle ihale günü arasında makul bir süre olmadığından, borçlunun satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması ve satışa katılımı arttıracak çalışmalarda bulunması engellenmiş olup satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği, bu durumda ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ile ihalenin feshine yönelik kararının yerinde olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden kurulan hükmün (4. ve 8. bentlerinde) ayrı ayrı hükmedilen para cezası ihalenin feshi davasının reddi halinde ihale bedelinin %10'u tutarında tek para cezasına hükmedilmesi gerektiği dikkate alındığında hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde olduğundan para cezası yönünden bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği-
UYAP ekranında yapılan incelemede, alacaklı banka vekilinin göndermiş olduğu gerekçeli istinaf dilekçesinin, süresinde olduğunun anlaşıldığı; O halde istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-