Yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değerin alınacağı, vermezse ayrıca icra emrine hacet kalmaksızın haciz yolu ile tahsil olunacağına, taşınır malın değeri ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki değere göre takdir olunacağı-
Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi üzerine, mahkemenin “davanın kabulüne” karar vermesi halinde, bu karara “icra takibinde ödenmiş olan paranın geri verilmesine ilişkin bölümü” için, borçlunun ayrı bir ilamlı takip yapmasına olanak ve gerek bulunmadığı- Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olmasının, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmayacağı–
Kıdem tazminatı alacağına dayalı takiplerde mahkemece “hakkın doğum tarihinden itibaren birer aylık devreler halinde, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının, tarafların bildirdikleri bankalardan sorulmak suretiyle oluşacak sonuca göre” bir karar verilmesi gerekeceği–
Vakıflar Genel Müdürlüğünün, genel bütçeye dahil daire ve katma bütçeli idare niteliğinde olmaması nedeniyle, faiz hesaplamasının 3095 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen faiz oranlarına göre yapılması gerekeceği–
İlamda hükmedilen reeskont faizinin iskonto oranına göre hesaplanması gerekeceği–
İİK’nun 33. maddesi uyarınca borçlunun ancak hüküm tarihinden sonraki dönemde gerçekleşen ifa nedenine dayalı olarak icranın geri bırakılmasını isteyebileceği, karar tarihinden önceki döneme ilişkin itfa iddiasının ilamın yargılaması sırasında mahkemede ileri sürülmesi gerekeceği veya Yargıtayda temyiz nedeni yapılması gerekeceği–
Takip dosyasından fazla tahsil edilen parayı geri alabilmek için müstakil icra takibi yapılamayacağı, ilgili kişinin sözü edilen parayı İİK. 40/II uyarınca takip dosyasından geri istemesi gerekeceği–
Takipte borçlu olarak yer alan (gösterilen) kuruluşun, gerçek ya da tüzel kişiliğinin bulunmamasının, takibin ‘pasif husumet ehliyeti yokluğu’ nedeniyle, süresiz şikayet yolu ile iptalini gerektireceği –iki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyetinden de yoksun olduğu, bu nedenle ‘ortak girişim’ hakkında yapılan takibin iptali gerekeceği–
«Joint venture»nin, âdi ortaklığa benzemekte olup, «iki veya daha fazla işletmenin, belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık» olup, tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehilyetleri olmadığı, ortakların, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm malvarlıklarıyla sorumlu olduğu; yapılacak icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı takip talebinde gösterilip yine ayrı adlarına ödeme emri gönderilmesi gerekeceği, iş ortaklığının gerçek ve tüzel kişiliği bulunmadığından iş ortaklığı hakkında yapılan takibin iptali gerekeceği-
Faize faiz istemini içeren talebin, BK’nun 104/son maddesine aykırı olacağından kabul edilemeyeceği–