«Joint venture»nin, âdi ortaklığa benzemekte olup, «iki veya daha fazla işletmenin, belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık» olup, tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehilyetleri olmadığı, ortakların, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm malvarlıklarıyla sorumlu olduğu; yapılacak icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı takip talebinde gösterilip yine ayrı adlarına ödeme emri gönderilmesi gerekeceği, iş ortaklığının gerçek ve tüzel kişiliği bulunmadığından iş ortaklığı hakkında yapılan takibin iptali gerekeceği-
Boşanma kararında (boşanma kararının eki olarak) hükmedilen maddi ve manevi tazminatların, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra takip konusu yapılabileceği–
Alacaklı kooperatifin feshedilip, Ticaret Sicili Gazetesinde de bu feshin yayınlanması ile kooperatifin tüzel kişiliğinin sona ereceği, buna bağlı olarak kooperatifçe vekile verilen vekaletin de son bulacağı; bu nedenle kooperatif adına vekilin yaptığı işlemlerin de geçerli olmayacağı-
Mecburi askerlik görevini yapan ve başka hiçbir gelir ve serveti olmayan kocanın nafaka ile sorumlu tutulamayacağı–
Avukatlık ücretinin iş sahibinin (müvekkilin) borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği gibi haciz de edilemeyeceği–
Tüzel kişiliği bulunmayan 3. kişilere haciz ihbarnamesi gönderilmesinin süresiz şikayete neden olacağı-
Alacaklının icra mahkemesine İİK. 99 uyarınca açtığı “istihkak iddiasının kaldırılması” davasının “şikâyet” niteliğinde olduğundan (kanunda belirtilen nitelikte “dava” niteliğinde olmadığından) takip dayanağı kambiyo senedinin bağlı olduğu zamanaşımını kesmeyeceği-
Stajyerler, avukatın yazılı muvafakatı ile ve onun gözetim ve sorumluluğu altında avukatın takip etti dava ve işlerle ilgili işlemleri yapabileceğinden, stajyere yapılan tebligatın, yetki veren avukat adına yapılmış sayılacağı–
Borçlu müteahhit adına tapuya şerh verilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılarak, 5 yıllık süre içinde “tapu iptali ve tescil davası açılmadığından, bu kayda dayanılarak taşınmaz üzerinde ayni hak iddiasında bulunulamayacağı–
Şikayetin bir ‘dava’ olmayıp, icra ve iflas hukukunda öngörülen icra müdürlüğü işlemlerine karşı, icra mahkemesine yapılan bir ‘başvuru yolu’ olduğu–
