İhya talebinde bulunan takip alacaklısının 4473 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde yer alan kişilerden olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin kabulü ile dosyanın ihyasına karar verilmesi gerekirken, sadece alacaklının sunduğu fotokopi belgelerle sonuca gidilmesinin yeterli olmadığı-
Mahkemece yaptırılan usul ve yasaya uygun bilirkişi incelemesi sonucu faize itirazın reddine karar verilmesi yerinde ise de, İNG Bank aleyhinde ilamda hüküm bulunmadığı halde takipte borçlu gösterilmesine ilişkin itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Borçlunun kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurmasının şikayet niteliğinde olduğu, şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu-
İŞKUR tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 101. maddesi gereğince verilen idari para cezalarının 6183 sayılı AATUHK’na göre tahsilinin mümkün olmadığı ve bu konuda genel esaslar çerçevesinde ilamsız icra takibi yapılması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; alacaklı tarafa da uygulanmasını talep ettiği faiz oranları ile ilgili bankaları bildirmesi imkanı sağlandıktan sonra ve taraflarca bildirilen hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları esas alınarak, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının, gerektiğinde farklı bir bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmasının gerekeceği-
Mahkemece ilamın hüküm bölümünün yorumlanarak uygulanamayacağı hususu ve de İcra Dairesinin yapmış olduğu işlemden kendiliğinden dönemeyeceği prensibinin nazara alınmasının gerekeceği, bu durumda, manevi tazminat yönünden hüküm onandığından İİK 40. maddesi gereğince takibe devam edilebileceği yönündeki mahkeme kabulü yerinde ise de, maddi tazminata ilişkin hükmün onanan kısmı belirli olmadığından bu alacak için takibe devam imkanı bulunmadığına dair Müdürlük işlemi yerinde olup, işlemin bu kısmına ilişkin şikayetin reddinin gerekeceği-
Mahkemece ilamın aynen infaz edileceği yorum yolu ile infaz edilemeyeceği ve ilama aykırı düzenlenen icra emrine karşı şikayetin her zaman ileri sürülebileceği nazara alınarak, borçlu isteminin kabulü ile icra emrinin kısmen iptaline karar verilmesi yerine ilamlı takibe konu edilemeyecek tedbir ara kararından da bahisle istemin reddi yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İpoteğin limit ipoteği olmasının ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği, bu durumun sadece krediyi kullanan tarafa İcra Mahkemesine şikayet hakkı vereceği-
Şikayetçinin, alacaklı bankanın tüketici kredisinin asıl borçlusu hakkında takip başlatıp semeresiz bırakılmadan, kredi sözleşmesinin kefili hakkında icra takibi yapmasının mümkün olmadığına ilişkin şikayetinin, 4077 Sayılı Kanunun 10. maddesinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süreye tabi olmadığı nazara alınarak, işin esası incelenerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, o nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, o halde mahkemece yargılama giderleri dışındaki alacak kısmı yönünden takibin iptali gerekirken icra emrinin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-