Takibe dayanak Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/222 esas ve 2007/425 karar sayılı ilamında hükme bağlanan maddi ve manevi tazminatın faizinin, gözaltı tarihi olan 20.06.2000 gününden itibaren yürütülmesine karar verilmiş olduğunun anlaşıldığı, buna rağmen mahkemece Yargıtay kararında belirtilen faiz başlangıç tarihi esas alınmadan, 19.11.20007 tarihinden takip tarihine kadar hesaplama yapılmasının yerinde olmadığı-
Hükümde borçluların müteselsilen sorumlu oldukları yönünde bir açıklamaya yer verilmediği, bu durumda borçluların, ilamda yazılı miktardan eşit oranda sorumlu oldukları, icra mahkemesinin ilamın hüküm fıkrasında yer almayan konularda yorum yolu ile sonuca gitmesi mümkün olmadığından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu sayılacaklarından bahisle istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Kıdem tazminatı için mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmasının gerektiği, bu ilkeye uygun olmayan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
"Borçlu" ile "onunla işlemde bulunmuş (borçlunun taşınmazını ondan satın almış) üçüncü kişi" hakkında açılan tasarrufun iptali davasının kabulü sonucunda mahkemece verilen "....avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve mütelsesilen tahsiline ilişkin hükmün (ilamın) üçüncü kişi hakkında -taraf olmadığı- "asıl takip dosyası"ndan takibe konulmayıp, kendisi hakkında ayrı icra takibi yapılması gerekeceği-
Mahkemenin kesin süre verirken, dava şartı olan gider avansının sürede yatırmaması halinde davanın usulden reddedileceğini ihtar etmesine gerek olmadığı-
"Borçlu" ile "onunla işlemde bulunmuş (borçlunun taşınmazını ondan satın almış) üçüncü kişi" hakkında açılan tasarrufun iptali davasının kabulü sonucunda mahkemece verilen "....avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve mütelsesilen tahsiline ilişkin hükmün (ilamın) üçüncü kişi hakkında -taraf olmadığı- "asıl takip dosyası"ndan takibe konulmayıp, üçüncü kişi hakkında ayrı icra takibi yapılması gerekeceği-
Şirketin temsil yetkisi fesih ile son bulacağından tasfiye memuru H.H’ın yetkisinin sona erdiğinin kabulünün gerekeceği, dolayısıyla icra takibi de yapamayacağı, takibin devamının ancak şirketin ihya edilmesi yoluyla mümkün olup bu işlem yapılıncaya kadar takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
İştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocukların birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, bu hususun mahkemece resen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken esasın incelenerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında  “alacağın temlikine ilişkin tasarrufun takip dosyasına konu alacak ve ekleriyle sınırlı olarak iptaline” şeklinde karar verilmiş olup bu ilam eda hükmü içermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri dışında ayrı bir takibe konu edilemeyeceği- Alacaklı tarafından icra takip dosyasına ilamla başvurularak, temlike dayalı olarak ödenen paraların iadesi talebinde bulunulması gerektiği-
İlam içeriğinden anlaşıldığı üzere; tapu iptal ve tescil talebi üzerine ilamda gayrimenkulün aynının tartışma konusu yapıldığı, bu nedenle, kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, aynı ilamda karar altına alınan eklentilerin de borçludan istenebilmesi için hükmün kesinleşmesinin gerekeceği-