Takibin kesinleşmesinden sonra, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz uygulanması gerektiğine ilişkin iddianın, borçlu veya alacaklı tarafından İİK'nun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olduğu, icra müdürlüğünce, talep olmaksızın kendiliğinden takipten sonraki dönemleri kapsayacak şekilde dosya borcunun hesaplanmasına ve alacaklıya muhtıra gönderilmesine karar verilemeyeceği-
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun, menfi tespit davasında verilen 'icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi' yönündeki tedbir kararı üzerine, icra dosyasına sunmuş olduğu teminat mektuplarına istinaden, dosya kapak hesabı sonrası hesaplanan bakiye borç için gönderilen haciz müzekkerelerinin iptali ve takibin durdurulmasına yönelik talebinin icra dairesince reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali için icra mahkemesine şikayette bulunabileceği, icra mahkemesinin, tedbir kararı ve bunun uygulanma şekli ile ilgili itiraz ve şikayetlerin tedbir kararını veren mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermesinin isabetsiz olduğu-
Takip belgeye dayanıyorsa tasdikli bir suretinin ödeme emrine eklenmesi gerektiği (İİK. mad. 61/1), bu hükme uyulmaması halinde borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde şikayette bulunabileceği-
Tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1 ve 19/3-4. maddeleri gereğince öğrenme tarihine göre süresinde olduğundan mahkemece işin esasının incelenmesi gerektiği-
Başvurunun ilama aykırı takip yapıldığına yönelik şikayet olduğu kabul edilerek, ilama aykırılığın süresiz şikayete tabi olduğu, her zaman ileri sürülebileceği-
İpoteğin doğmuş doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere alınan üst sınır (limit) ipoteği olduğu bu durumda Mahkemece , ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle şikayetçi asıl borçlunun ipotek akit tablosunda belirlenen limit miktarı ile sınırlı sorumlu olduğu dikkate alınarak, bu miktarı aşan talep için takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlularca işin yapılması için ilamda belirlenen 35 günlük sürenin icra emrinin ''B'' bölümünde borçlulara verilecek süre olarak açıkça yazılmamasının ilama aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İlamlı icra takibinde ilama aykırılık nedenine dayalı olan bu başvurunun İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlunun icra takibinde alacaklı tarafından fazla faiz talep edildiği yönündeki itirazı incelenerek, sonuçta da bu itiraz kabul edilmiş olmakla borçlunun itiraz nedenlerinin kısmen kabul kısmen reddedilmiş bulunması haline göre; Mahkemece, borçlu yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiği için lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdiri ve yargılama giderlerinin paylaştırılması gerektiği-
Borçlunun icra emri tebligatının usulsüz olduğu yönündeki şikayeti incelenmiş, sonuçta da bu şikayet kabul edilmiş olmakla borçlunun itiraz nedenlerinin kısmen kabul kısmen reddedilmiş bulunması haline göre, borçlu lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği-