Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davası
Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebileceği-  Davacının sıfatının belirlenmesi yönünden açılmış olan idari davanın beklenilmesi gerektiği-
Kesinleşen tahdit içinde ve eylemli orman olduğu iddia edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkin davada, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarında taşınmazın öncesi itibarıyla orman olup olmadığının tespiti bakımından eski tarihli resmî belge niteliğindeki memleket haritası ve hava fotoğrafları incelenmeksizin, yalnızca 1997 tarihli memleket haritası incelendiği, taşınmazdaki ağaçların niteliği, yaşları, dağılımı konusunda ziraat uzmanına inceleme yaptırılmadığından, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı bulunduğu yerden getirtilip, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilmesi, taşınmazların niteliği, orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılması, taşınmazlar üzerindeki ağaç yaşı, sayısı, dağılımı ziraat uzmanı tarafından düzenlenecek krokide gösterilmesi, orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, ağaç yaşları ile eski tarihli hava fotoğraflarının tarihi karşılaştırılarak uzman bilirkişi raporlarının doğruluğu denetlenmesi, komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgelerin, davalı olanların dava dosyaları bulunduğu yerden getirtilerek, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yeri ne olarak gösterdiği denetlenmesi, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza vaki haksız el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve yıkım isteklerine ilişkin açılan davada ileri sürülen isteğin TMK. mad. 683/2'den kaynaklandığı ve taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik bulunduğu gözetildiğinde, davanın HMK. mad. 2 kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- 
Bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda su tulumbası yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ağaç köklerinin ise davacının taşınmazı kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle müdahalenin meni ve yıkım isteğinin reddi yönünde verilen karar için alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı- Su borularının yıkım isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, ağaç kökleri bakımından ise ağaç köklerinin halen davacının taşınmazında bulunup bulunmadığının saptanması bu hususta bilirkişiden ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
E.tma haksız bir eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılacağı-
Fen bilirkişisinin keşif sırasında hassas ölçüm yaptığını gösteren ölçüm verilerinin raporda bulunmadığından, mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile hassas aletler kullanılarak yeniden keşif yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Haklı ve hukuken geçerli bir nedene dayanmayan el atma olgusu haksız eylem niteliğinde olduğundan, devam ettiği müddetçe her zaman dava konusu yapıleceği- 
Tapulu taşınmazların mülkiyetinin nakli resmi şekle bağlı olduğundan, haricen yapılan satışın mülkiyet naklini sağlayamayacağı dikkate alınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesinin kural olarak doğru olduğu, ancak haricen yapılan tapulu mal satışlarında, satış bedeli kendisine ödeninceye kadar haricen satın alan tarafın taşınmaz üzerinde hapis hakkı bulunduğu da açık olduğundan, taraflar arasındaki  tapu iptali-tescil, olmaz ise harici satış bedelinin tahsiline ilişkin dava da değerlendirilmek suretiyle hapis hakkı yönünden bir karar verilmesi gerekirken, bu yönden bir hüküm kurulmadan salt el atmanın önlenmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ecrimisilin kötüniyetli zilyetin malike ödemekle yükümlü olduğu bir nevi haksız işgal tazminatı olduğu- Somut olayda davalıların, davalı ...'nin taşınmazda irsen paydaş olması dışında, muvafakata dayalı olarak oturdukları, dava açılmasıyla muvafakatın geri alındığı dolayısıyla ecrimisilden sorumlu tutulamıyacakları gözetilerek ecrimisil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-  TMK'nun 688. maddesi hükmü gereğince paylı mülkiyet birden ziyade kimsenin maddi olarak bölünmemiş olan bir şeyde belirli paylarla malik olmaları hali ve paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malikin hak ve yükümlülüklerine sahip olduğu, hâl böyle olunca, davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği-