Çekişme konusu 225 parsel sayılı taşınmazda taraflar ile birlikte üçüncü kişilerin paydaş oldukları, taşınmazın tamamının davalı ile birlikte dava dışı paydaşlar tarafından kullanıldığı- Paydaşlar arasındaki fiili kullanma biçimine veya harici taksime değer verilebilmesi için o kullanma biçimi veya harici taksimin aynı parsele yönelik olması, tüm paşdaşları bağlayacak nitelik taşıması gerektiği ve parsellerin paylaşımı şeklinde oluşan bir kullanım biçimine değer verilemeyeceği ve böyle bir kullanım biçiminin hukuken himaye görmeyeceğinden, davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği- 
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteklerine ilişkin davada, mahkemece, içlerinde çevre ve inşaat mühendisi ile birlikte kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılması, çekişme konusu kuş barınağının davacı taşınmazına zarar vermeyecek şekilde kullanılması için davalı tarafından alınması gereken önlemlerin nelerden ibaret olduğu ve zararın nasıl giderileceği, ayrıca duvarın taşkın olup olmadığının ve yıkılma tehlikesi bulunup bulunmadığı yönünde bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınması, önerilecek önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hükmedilmesi gerekeceği-
Mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde, asliye hukuk mahkemesince davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
27.12.2013 Karar tarihli takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığı, bu nedenle kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine dair dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
Davalı tarafından baz istasyonunun bir binanın üzerine kurulduğu, ancak yargılama aşamasında anılan söz konusu parselin ifraza tabi tutulup birçok parselin oluştuğu sabit olmasına rağmen, baz istasyonunun müfrez parsellerden hangisi üzerinde olduğunu dosya kapsamından anlaşılamadığından, yerinde yeniden keşif yapılarak baz istasyonunun hangi müfrez parselde kaldığının saptanması, o parsel davacı kooperatif adına tapuda kayıtlı ise mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davanın kabul edilmesi, aksi halde komşuluk hukuku hükümleri bakımından inceleme yapılması, baz istasyonunun yer aldığı müfrez parsel kooperatif dışında 3.kişi adına kayıtlı ise HMK 125.maddesinin gözetilmesi gerektiği- 
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği, takip dayanağı ilamda, icra harç ve vekalet ücreti maktu olarak belirtilmiş ise de, bu hususun icra vekalet ücretinin nisbi olarak alınmasına engel olmadığı-
Davanın bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin açıldığı- Davacının dava konusu taşınmazı 18.06.2010 tarihinde davalıdan satın aldığı, özellikle davacı tanığı E.S.'ın beyanından taşınmazın yargılama aşamasında boşaltıldığı ve halen davacının oturduğu anlaşıldığından, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği- 
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkin açıan davada, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması gerektiği- Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa mad. 141 ile HMK'nun buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturacağı- 26.09.2012 tarihli karar duruşma tutanağında UYAP kayıtlarında tazminat talebi yönünden “19.407,08.TL’nin …” denildiği halde, bu kısmın üzeri kalemle çizilerek ve gerekçeli kararda, “17.327,75.TL’ … ” yazılarak, esas olanın elektronik imzalı kayıt olduğu gözetilmeden kısa karara çelişkili gerekçeli karar oluşturulmasının doğru olmadığı- 
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin açılan davada, yargılama sırasında yapılan imar uygulaması ile 818 nolu kadastral parselin hukuksal varlığını yitirmiş olması sebebi ile taraflar arasındaki çekişmenin imar uygulaması ile oluşan yeni mülkiyet durumuna göre çözümlenmesi gerekeceği- Dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucunda gittiği tüm taşınmazların tedavüllü tapu kayıtları ile imar uygulamasına dayanak tüm belgelerin ve imar uygulaması neticesinde oluşan yeni durumu gösterir imar krokilerinin evrak arasına alınması, ondan sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yeni mülkiyet durumuna göre değerlendirilmek suretiyle bu doğrultuda teknik bilirkişilerden denetime elverişli, kadastral parsel ile imar parsellerinin çakıştırılarak gösterildiği krokili rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği- 
Mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davanın, taraflar arasında kira ilişkisi olması halinde, sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği; aksi takdirde asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-