Davalının başka bir adreste ikamet etiği belirtilmiş ise de; davacı tarafından dava açılmadan önce noterde düzenlenen ve çekişme konusu taşınmazın bulunduğu adreste davalıya gönderilen ihtarnamenin Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, eldeki davaya ilişkin dava dilekçesinin de bağımsız bölüme ait adreste bizzat davalıya tebliğ edildiği, dosya içerisinde bulunan vekaletnamede davalının aynı adresi gösterdiği, elektronik ortamda Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan sorguda da aynı adresin davalıya ait olduğu görülmekte olup, tebliğin usülüne uygun yapıldığı-
E.tmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkin davada, el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alındıktan sonra davaya devam edilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada, paylı mülkiyette fiili kullanım biçimi oluşmamışsa taşınmazın bir bölümünün bir paydaşa ait olduğu kabul edilemeyeceğinden, davacının payı oranında elatmanın önlenmesi şeklinde bozmaya uygun biçimde hüküm kurulması gerektiği-
Öncelikle dava konusu taşınmazın yenileme çalışmalarına ilişkin belgelerin, tapu ve çap kayıtlarının, yine taşınmazın belli bölümünün Belediyece kamulaştırılmasına ilişkin kamulaştırma evraklarının merciinden getirtilmesi, harita mühendisi, (temin edilemediği takdirde tapu fen memuru) sıfatını taşıyan üç kişilik uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak, yukardaki ilkeler uyarınca ölçüm yapılıp, hangi davalının taşınmazın hangi bölümüne ne kadar müdahalesi olduğunun duraksamaya yer olmayacak şekilde saptanması, diğer bilirkişi raporları da irdelenerek uygulamayı gösterir, denetime elverişli, infazı mümkün kroki ve rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkin açılan davada, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı olmadığı ve çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- 
Mahkemece, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle dava konusu taşınmazda yeniden keşif yapılması, taraflarca dosyaya sunulan somut emsaller incelenerek ve taşınmazın tapu kaydındaki vasfı da dikkate alınarak istenen ilk dönem için getirebileceği aylık kira gelirinin rayice göre belirlenmesi, sonraki yıllar bakımından ise belirlenen bu miktara ÜFE artış oranının tamamı yansıtılarak bulunacak ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği- Sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Davalı tanıklarının dinlenmesi, çekişmeli taşınmazların davacının muvafakati ile kullanılıp kullanılmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanması, toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Ecrimisil davalarında davalının uzun süreli kullanımı söz konusu ise, bu kullanıma ses çıkarmayan davacının zımni muvafakatinin var olduğu yönünde “fiili karine” oluşacağı ve bu karinenin aksi davacı tarafından kanıtlanmadıkça, ecrimisil talep edilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği-*
Davacıların belgesizden kazanabileceği taşınmaz miktarının duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi, davacıların daha önce hükmen tescil yoluyla kazandıkları taşınmazların yüzölçümlerinin gözönünde tutulması, ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
E.tmanın önlenmesi istemine ilişkin davada, HMK. mad. 125/2 uyarınca davanın açılmasından sonra dava konusu taşınmazın davacı tarafından devredilecek olduğunda, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçip davanın kaldığı yerden devam edeceği-
Davacı vekilinin davasını ıslah ederek 39.304,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istediği; mahkemece davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL ecrimisil tazminatının dava tarihi olan 15/11/2007 tarihinden itibaren, 8.635,74 TL ecrimisil tazminatının ıslah tarihi olan 06/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği; davanın esastan reddine karar verilmiş olduğuna göre reddedilen miktar üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile maktu vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-