Çekişme konusu bağımsız bölümlerin yer aldığı bina bakımından, asliye hukuk mahkemesinin bozma kararında tadilat projesinin tapuya yansıtılmadığının belirtildiği ancak eldeki davada bu yönde bir inceleme olmadığı ve hükme esas alınan bilirkişi raporu da hüküm vermeye yeterli olmadığından, yerinde keşif ile 04.08.2004 tarihli projenin tapuya yansıtılıp yansıtılmadığının tespit edilip, yansıtılmamış ise tapuya yansıtılan 14.03.1996 tarihli proje uygulanarak dava konusu bağımsız bölümlerin konumunun ve birbirlerine müdahalelerinin olup olmadığının saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi heyetince kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi gerekirken, bağlayıcılık niteliği taşımayan ve delil olarak istifade edilmesi gereken, idare tarafından daha önce belirlenmiş kıyı kenar çizgisi esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporunun yeterli bulunmasının ve rapora dayanılarak hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
11.10.2012 karar tarihli takip konusu ilamda; İdarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılı öncesine ait olduğuna dair bir belge ve bilgi bulunmadığından, el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olduğunun kabulünün gerektiği- Uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği- Anılan iptal kararı gereğince artık icra harçları ve icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiği- 
Kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptaline, bu kısım üzerinde kalan bina ve ağaçların kal'i ile davalının bu yerlere elatmasının önlenmesi talebine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisinin göl yönünde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip raporda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın renkli olarak belirtilmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Isparta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısında, dava konusu yerin 14.03.2011 tarihinde onaylanan kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı, onaylanan kıyı kenar çizgisinin 1 ay süre ile ilan edildiğinden, ilgililere bizzat bildirim yapılmadığı için kıyı-kenar çizgisinin kesinleşmediği ve bağlayıcılık niteliği kazanmadığı; bilirkişi heyetince kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi gerektiği- 
Davacı ve davalının taşınmazı birlikte tasarruf ettikleri, başka bir deyişle davacının payına karşılık taşınmazda tasarrufu altında olan yerler bulunduğu, ayrıca, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde çekişmeye konu edilen bölüm bakımından bir anlaşma da bulunmadığı açık olduğundan davacı paydaşın, diğer paydaştan ecrimisil isteyemeyeceği-
İlgililere bizzat bildirim yapılmadığı için kıyı-kenar çizgisinin kesinleşmediği ve bağlayıcılık niteliği kazanmadığı-
Kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptaline, bu kısım üzerinde kalan bina ve ağaçların kal'i ile davalının bu yerlere elatmasının önlenmesi talebine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisinin göl yönünde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip raporda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın renkli olarak belirtilmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İlgililere bizzat bildirim yapılmadığı için kıyı-kenar çizgisinin kesinleşmediği ve bağlayıcılık niteliği kazanmadığı-