Çekişmeli bölümde davalının kayda dayalı bir hakkı bulunmadığından, mahkemece, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 693/son Maddesi gözetilerek elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davalı taşınmazı muvafakata dayalı olarak kullanmakta iken 31/03/2011 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile muvafakatin geri alındığı, dolayısıyla davalı ihtarnamenin tebliğinden itibaren kötüniyetli duruma geldiğinden, ihtarnamenin tebliği ile dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu yerin H.veli Köyü yayla sınırı içinde kaldığı belirtildiğinden köye ait mera kayıtları araştırılıp yöreyi bilen ve davacı köy ile dava konusu taşınmazın bulunduğu köy (veya köyler) dışındaki köylerden yaşlı bilirkişiler araştırılıp, toprak tevziiye ait kroki ile birlikte tüm kayıtlar mahalline uygulanarak keşfi takip etmeye elverişli kroki düzenlettirilerek, sonucuna göre bir karar verileceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkin açılan davada, davanın, hükmedilmesi istenen tazminat miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığının anlaşıldığı- Harcın alınması veya tamamlanması tarafların isteklerinde olmayıp, bu hususun mahkemece resen gözetileceği ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı- Davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği- 
Markanın görsel işitsel ve anlamsal olarak davacı markasından farklı olduğu, davacı markasının özellikle iplik ve kumaş emtiasında yoğun kullanıldığı ancak tanınmış marka statüsüne erişemediği, davalıya ait markanın doğrudan davalı şahsı akla getirdiği ve davacı şirketle yada markasıyla karıştırılma ya da onu çağrıştırma ihtimalinin bulunmadığı-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin birleşen davada, davacının, inanç sözleşmesi iddiası ile sunduğu belgeye göre taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescilini isteyebilmesi için TBK. mad. 97 uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunlu olduğu-
Kadastro tespitine itiraza ilişkin davada, taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenip, toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilip sonucuna göre 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahipleri adlarına tescile karar verileceği-
Taşınmazın altından enerji nakil hattı geçirilmesi sebebiyle açılan elatmanın önlenmesi ve kal davasında, gerekçesi açıklanmadan davalı taşınmazın ikiye bölünecek şekilde irtifak hakkı kurulması uygun olmayıp, davalının taşınmazına en az zarar verilecek şekilde irtifak hakkı tesis edilmesi gerektiği-
Davacı taraf, elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olarak harç yatırmak suretiyle yöntemince bir dava açmadığından talebin kabul edilemeyeceği- Tescil davası sadece karşı açılmış olup, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren kanun gereğince Erzurum İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırları kabul edildiğinden ve taşınmazın bulunduğu tüzel kişilik kaldırılarak ilgili belediyenin mahallesi haline dönüştüğünden artık bu dava yönünden yasal hasım ile birlikte davaya belediyenin de dahil edilmesi gerektiği-
El atmanın önlenmesi istemine ilişkin olarak harcı yatırılmak suretiyle yöntemince açılan bir dava bulunmadığından bu yönden bir talebin kabul edilemeyeceği- Yeni çıkmış kanun gereğince ilin mülki sınırları belediye sınırları kabul edildiğinden ve taşınmazın bulunduğu tüzel kişilik kaldırılarak belediyenin mahallesi haline dönüştüğünden yasal hasımla birlikte onların da davaya dahil edilmesi gerektiği-
Baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu ve işletilmekte olduğu anlaşılmış olup, baz istasyonunun kararın gerekçesinde belirtilen soyut değerlendirmeler dışında davacının sağlığına zarar verdiği bilimsel delillerle de kanıtlanamadığından davanın reddi gerektiği-