İcra mahkemesince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, davacı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca, yedi gün içinde dava açılmaması halinde, geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden, mahkemece tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği- Borçludan aldığı malı elden çıkaran davalıdan, elden çıkardığı tarihindeki gerçek bedelin, alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere tahsiline hükmolunacağı nazara alınarak taşınmazın dördüncü kişiye geçişi için davacıdan talebi sorularak bu kişinin davaya dahil edilmesi halinde delilleri toplanıp yargılamaya devam ile bir hüküm verilmesi gerekeceği- Davacının takibe konu ettiği çeklerin keşide tarihlerinin iptali istenen tasarruftan çok sonra olduğu nazara alınarak, davacının alacağın daha önce doğduğuna dair delilleri mahkemece sorulmadan karar verilemeyeceği- Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisinin de “davacının, davalıda kesinleşmiş bir alacağı bulunması olduğu-
Tasarrufun iptali davası sırasında davalı borçlunun iflas etmesi halinde, davacı-alacaklının, dava hakkının iflas idaresi tarafından kendisine devredildiğini belgelemesi gerektiği-
Davalı vekilinin mahkemenin ... tarihli 'ihtiyati haciz kararı' ve ... tarihli 'ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddi kararı'nın kaldırılmasını talep ettiği; ancak mahkemece ... tarihli karar ile "HMK'nın 393. maddesi gereğince süresi içerisinde teminatın yatırılmamış olması nedeni ile ihtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde talep edilmemiş olmasından dolayı dosya üzerinde yaptığı değerlendirme ile ... tarihinde verilen ara karar ile ihtiyati haczin kaldırılmasına" dair karar verildiği- Bu nedenle dosyanın istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada mahkemece isabetli şekilde 'istinafa konu olan ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması' nedeni ile incelenmesi gereken bir karar kalmadığından talebin konusuz kaldığı anlaşıldığından 'istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmiş olduğu-
Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastiyle ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara sokmak suçunun oluşabilmesi için aciz belgesinin alınmış olmasının sonuca etkili olmadığı-
Tasarrufun iptali davasında davacının ancak boşanmanın muvazaalı olduğunu, boşanmaya rağmen tarafların birlikte yaşamaya devam ettiğini ispatlaması halinde, taşınmaz devrinin iptaline karar verileceği- Somut olayda, davacı tarafından boşanma davasının muvazaalı olduğu ve davalı İ. ile dava dışının boşanma davasından sonra birlikte yaşadıklarının iddia ve ispat edilmediği, boşanma dosyasında dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ile dava dilekçesi ekinde bulunan ve boşanmaya dayanak olarak sunulan mesajların içerikleri birlikte değerlendirildiğinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davasının muvazaalı olmadığı, boşanma protokolünün imzalandığı tarihte ve taşınmazın devir tarihinde davalı çocukların yaşlarının 18'den küçük olduğu, ayrıca taşınmazın boşanma protokolü uyarınca davalılara karşılıksız olarak devredilmeyip, boşanma davasının davacısı olan annelerinin boşanma davasındaki maddi, manevi tazminat talebi ile ziynet eşyası, katkı payı, katılım payı, değer artış payı talebi karşılığında devredildiği, devrin amacının davacıdan mal kaçırmak olmadığı-
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul edildiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescili ile tenkis isteği-
Tasarrufun iptali davalarında takip borçlusu yasal hasım konumunda olduğundan, davalı olarak gösterilmese de karşı dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini gösterir uyarılı davetiye ile duruşmaya davet edilip savunmasını yaparak delillerini sunabilme olanağının kendisine tanınması, bundan sonra toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- İstihkak davalarında dava değerinin, hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise ona göre belirleneceği-
Davalı borçlu şirket ile davalı üçüncü kişi şirket arasında ticari ilişki olduğu, şirketlerin yetkililerin birbirini tanıdıkları, davalılar arasındaki tasarrufun İİK'nın 280 maddesi gereği iptale tabi bulunduğu-
İİK mad. 277 vd. maddelerinde sözü edilen iptal davalarının, borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış tasarrufların alacaklı davacı yönünden hükümsüz kılınması için açılabileceği, geçersiz olan tasarruflara karşı tasarrufun iptali davası açılamayacağı- Şirket hisselerini devreden davalı borçlunun kısıtlı olmadığının ve devir sözleşmesinin geçerli olduğunun anlaşılması halinde, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği gözönüne alınarak, borçludan iptale konu şirket hisselerini alan kimselerin, hisseleri satın aldıkları tarihte şirket hissedarı olan kişiyle aralarındaki akrabalık bağının araştırılmasının yapılması, davalıların hisselerini aldığı şirketin ticaret sicil kayıtları incelenerek şirket ile geçmiş dönemde her hangi bir bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve dinlenen tanıkların davalıların, borçlu ile aynı işyerinde çalıştıkları yönündeki beyanları dikkate alınarak bu durumların araştırılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.