İİK mad. 277 vd. maddelerinde sözü edilen iptal davalarının, borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış tasarrufların alacaklı davacı yönünden hükümsüz kılınması için açılabileceği, geçersiz olan tasarruflara karşı tasarrufun iptali davası açılamayacağı- Şirket hisselerini devreden davalı borçlunun kısıtlı olmadığının ve devir sözleşmesinin geçerli olduğunun anlaşılması halinde, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği gözönüne alınarak, borçludan iptale konu şirket hisselerini alan kimselerin, hisseleri satın aldıkları tarihte şirket hissedarı olan kişiyle aralarındaki akrabalık bağının araştırılmasının yapılması, davalıların hisselerini aldığı şirketin ticaret sicil kayıtları incelenerek şirket ile geçmiş dönemde her hangi bir bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve dinlenen tanıkların davalıların, borçlu ile aynı işyerinde çalıştıkları yönündeki beyanları dikkate alınarak bu durumların araştırılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilen ihtiyati haciz kararlarının, davanın kabulü ile de kesin hacze dönüşeceği, İİK. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekir ise de ayrı bir icra dosyasında infaz edilmiş olmasının da ulaşılmak istenilen sonuca olumsuz bir etkisi de bulunmadığı- İhtiyati haczin infazı sonrası yedi gün içinde takip talebinde bulunma zorunluluğu da olmadığından ihtiyati haczin düşmesinin de söz konusu olmayacağı- Alacaklının icra mahkemesine başvurusu tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayet niteliğinde olup, İİK. mad. 261/son uyarınca, bu şikayeti infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin incelemekle görevli ve yetkili olduğu-
İflasın açılmasından sonra –İİK 187 ve 194 uyarınca- dava açma veya açılmış davayı takip yetkisinin iflas idaresine geçeceği- Alacaklı bankanın açtığı tasarrufun iptali davası sırasında davalı borçlunun iflas etmesi ve iflas masasını temsilen iflas idaresinin açılmış olan tasarrufun iptali davasını, davayı takip yetkisini alacaklılardan birine devretmeden kendisinin davayı devam ettirmesi halinde, davayı kabul eden mahkemenin "davacı bankanın alacağının asıl ve ferileri toplamını geçmemek üzere, davalı üçüncü kişi tarafından devredilen taşınmazların devir tarihindeki gerçek değerlerinin davalı üçüncü kişiden tahsili ile iflas idaresine verilmesine" şeklinde karar vermesi gerekeceği-
Borçlu davalının mal varlığına girmesi gereken miras payından feragat etmesi halinde, mahkemece davalıların kardeş olması nedeniyle davanın İİK.nın 278 ve 280. maddeleri uyarınca kabulü gerektiği-
Takip alacaklısına karşı açılan davada, açıkça sıra cetvelinin iptali davası açtıkları hususu vurgulandığından ve maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli hükmünde olduğundan, dava dilekçesinde ileri sürülen maddi olgulara göre açılan davanın muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğu ve takip borçlusunun davada yer almasına gerek olmadığı- "Maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların sıraya konulacağı, sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe diğerine geçilemeyeceği, maaş hacizleri ile ilgili yapılan bu sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığından davanın da sıra cetveline itiraz davası olarak nitelendirilemeyeceği, davanın TBK. 19 muvazaa nedenine dayalı iptal davası olduğu ve öncelikle taraf teşkilinin sağlanarak genel hükümlere ve ispat kurallarına göre yargılama yapılması gerektiği yönünde görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İİK.nın 283/II maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği-
Edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu (İİK. mad. 278/III-2)- Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği; ayrıca davalıların aynı köyden olması ve davalı üçüncü kişinin borçlunun oğlunun eniştesi ve davalının köyde bakkal olması nedeniyle, 3. kişilerin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle de tasarrufun iptalinin gerekeceği (İİK. mad. 280/1)-
Borçlunun, borcuna mahsuben mallarını alacaklıya vermesinin (satmasının) -İİK. 279/I-2 uyarınca "mutad ödeme vasıtası" olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle iptale konu olacağı–
- 17. HD. 22.06.2010 T. 3180/5799
- 17. HD. 22.02.2010 T. 10429/1360
- 17. HD. 09.02.2010 T. 8661/955
- 17. HD. 29.12.2009 T. 8915/9130
- 17. HD. 22.12.2009 T. 8718/8774
- 17. HD. 10.12.2009 T. 9449/8212
- 17. HD. 19.11.2009 T. 5397/7732
- 17. HD. 06.10.2009 T. 4127/6069
- 17. HD. 08.06.2009 T. 1179/4023
- 17. HD. 26.05.2009 T. 2660/4233
- 17. HD. 18.05.2009 T. 557/3237
- 17. HD. 06.04.2009 T. 6114/2082
- 17. HD. 17.03.2009 T. 3851/1479
- 17. HD. 01.11.2007 T. 3414/3339
- 15. HD. 21.11.2006 T. 4999/6699
- 15. HD. 25.09.2006 T. 3489/5282
- 15. HD. 21.06.2006 T. 1794/3760
- 15. HD. 20.02.2006 T. 8041/868
- 15. HD. 21.02.2005 T. 4373/884
- . HGK. 20.10.2004 T. 15-444/551
- 15. HD. 30.09.2003 T. 3452/4429
- 15. HD. 17.09.2003 T. 3132/3999
- 15. HD. 19.06.2003 T. 1494/3342
- 15. HD. 19.03.2003 T. 4904/1400
- 15. HD. 20.03.2002 T. 5306/1270
- 15. HD. 14.03.2002 T. 5315/1132
- 15. HD. 07.12.2000 T. 3965/5411
- 15. HD. 22.10.1990 T. 996/4233
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.