Tarımsal amaçlı kooperatifler yönünden ilgili Bakanlığın Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) olduğu ve Bakanlığın kooperatifin feshi için dava açabileceği- Mahkemece Bakanlığın kooperatifin münfesih olduğunun tespiti ile bununla bağlantılı şekilde tasfiye heyeti atanmasına ilişkin talepte dava açma hak ve ödevi ile taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının isabetli olmadığı-
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın; Dava dilekçesinde gelir koruma sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemiyle açılan davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş olması karşısında, talep edilen tazminat miktarının belirlenebilir nitelikte olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının anılan tazminat yönünden belirsiz alacak davası olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı- Dava dilekçesinde gelir koruma sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemiyle açılan eldeki davada talep edilen tazminat tutarının davacı tarafından objektif anlamda belirlenebilir nitelikte olmadığı ve bu sebeple davacının, anılan tazminat talebi yönünden eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının olduğu- Davacının işsiz kaldığı süreyi ve brüt ücretini bilemeyeceğinin ileri sürülemeyeceği, zira işverenin her ay ücret pusulasının bir örneğini davacıya verdiğinin kabul edilmesi gerektiği, yine davacının işsiz kaldığı süreyi bildiği, davacının ücret bordrosundaki net ve brüt ücreti üzerinden yapabileceği basit bir hesapla altı aylık tazminat tutarının teminat limiti olan 4.500,00 TL'den yukarıda olduğunu bilebileceği, ayrıca sigortalı davacının poliçenin bir örneğini almadığına dair kabulün hayatın olağan akışına ve olaya ilişkin fiili karineye açıkça aykırı olduğu, bu sebeplerle belirsiz alacak davası açılamayacağı ve dolayısıyla koşulları oluşmadan belirsiz alacak davası olarak açılan eldeki davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, bu itibarla Özel Daire bozma kararının yerinde olduğundan direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Kooperatif ile ortağı arasındaki davaların, ticari dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemesinde görüleceği-
Delil avansının yatırılmaması hâlinde o delilden vazgeçilmiş sayılacağından ve anılan mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan taşınmaz değerinin ve istenebilecek tazminatın tespitinin mümkün olmadığından bahisle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine yönelik verilen karar usule ilişkin nihai bir karar olmayıp, maddi anlamda esasa ilişkin verilen nihai bir karar olduğundan, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan sonraki davada "kesin hüküm dava şartının oluştuğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" dair verilen direnme kararının yerinde olduğu-
Muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkin davada, Davalı savunmasında, "bedeli paylaşıma konu taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından bahisle borçlu adına tescilinin gündeme geldiğini, tescile ilişkin bu işlemlerin icra müdürlüğü tarafından verilen yetkiyle kendilerince takip edilerek tamamlandığını, taşınmazın bu şekilde borçlu adına tescil edildiğini, öte yandan Borçlunun mirasbırakanından intikal eden mirası alacaklılarının aleyhine olacak şekilde reddettiğini, kendileri tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığını" ileri sürmesi ve bu hususların dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanmış olması ayrıca davalı borçlu tarafından davacı aleyhine ikame edilmiş kambiyo senetlerine karşı şikayet davası ile ihalenin feshi davaları bulunduğunun da sabit olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğundan bahsetmek mümkün görünmediği-
İhalenin gerçekleşmesinden sonra yapılan “KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu- Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesince, tazminat davasını inceleme görevinin, Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu düşünülerek re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddinin isabetsiz olduğu-
İhalenin gerçekleşmesinden sonra yapılan “KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu ve icra mahkemelerinin bu talepler hakkında istemin usulden reddine karar vermeleri gerektiği-
Uyuşmazlığın çözümünde, tedbirin infazıyla ilgili şikayetin, ihtiyati tedbir kararını veren ............ Asliye Ticaret Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin kabulüne dair kararının ortadan kaldırılarak, HMK'nun 353/1-a-3. maddesi gereğince, icra mahkemesinin görevsizliğine, HMK’nun 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakip 2 hafta içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili ............. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekeceği-
Kredi kullananın kanser hastalığı nedeni ile ölümü hâlinin sigorta teminat kapsamı dışında olmakla birlikte kredi kullananın ölüm sebebinin kanser hastalığı olduğunun davacı banka tarafından ispat edilmesi gerektiği- Krediye bağlı hayat sigortalarında, sigorta bedelinin asli alacaklısı olan kredi kuruluşunun, sigorta bedelinin ödenmesi yönündeki talebinin tamamen veya kısmen reddedilmesi hâlinde, sigorta şirketine karşı dava açmak ve gerekirse (sigorta bedelinin ödenmeme gerekçesinin çok defa riziko şahsı ile ilgili bir sebebe dayandırılması karşısında) sigorta bedelinin ödenmesi için tüketilmesi gerekli tüm yollarını tüketip, olumlu bir sonuç alınamaması hâlinde mirasçılara başvurabileceği- Bu halde açılan asıl ve birleşen davaların erken açılan dava niteliğinde olduğu, bu davaların açılmasında davacının “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-