Avukat tarafından hazırlanan ve e-imza şifresi girilmek suretiyle imzalanan ancak Uyap ortamına yüklenmeyen istinaf başvuru dilekçesinin, ıslak imzalı olarak hazırlanıp, mahkemeye sunulmayan dilekçelerden farksız olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı- Kesinleşen mahkeme kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılmasına karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince de yeniden hüküm kurulamayacağı-
Davalı-davacı birleşen dava dilekçesinde eşinin güven sarsıcı davranışlar içinde olduğunu belirterek delil olarak telefon görüşme kayıtlarına dayandığından, Bölge adliye mahkemesince dayanılan bu telefon görüşme kayıtları getirtilerek değerlendirilip bir sonuca varılması gerektiği-
Tarafların boşanmalarına ilişkin ilk derece mahkemesi hükmünün istinaf edilmeksizin kesinleşmesi durumunda, temyiz aşamasında taraflarca verilen feragat beyanlarının kesinleşen boşanma hükmüne yönelik olarak hukuken geçerli sonuç doğurmayacağı, ancak davadan feragatin davanın fer'ilerini de kapsayacağı-
Davacı-k.davalı erkeğin süresinde verdiği karşı dava yönünden ikinci cevap dilekçesi içeriğinde "...şahitlerimizden ......... bu konuda görgüye dayalı bilgi sahibidir...," ve "...çiroz dediğini duyan şahitlerimiz vardır..." ifadelerini kullanarak tanık deliline dayandığı ve bu tanıkların ilk derece mahkemesince dinlenildikleri, o halde gösterilen tanıklar ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, davacı-karşı davalı erkeğin usulüne uygun tanık deliline dayanmadığından bahisle davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemenin gerekçeli kararında, davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin hiçbir gerekçe belirtmediği, bu hususun gerekçede tartışılmadığı, bu şekilde davacı kadının ziynet alacağı davası yönünden gerekçesiz karar oluşturulmasının usule ve kanuna aykırı olduğu- Gerçekleşen duruma göre, talep edilen ziynetler yönünden sadece iadeye hükmedilmesi gerekirken, mahkemece talep ile bağlı kalınmayarak iade olmadığı taktirde bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Temyiz tarihinden sonra yapılan "anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge değerlendirilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma bölümü dışında kalan diğer yönlerinden bozulmasına karar verileceği-
Davacının davadan feragat beyanının, kesinleşen boşanma hükmüne yönelik olarak hukuken geçerli sonuç doğurmayacağı-
Davalı kadına kusur olarak yüklenen aşırı kıskanç olduğu, erkeğin elbiselerini yırttığı, erkeğin aracına dinleme cihazı yerleştirdiği, erkeğin ticaret yaptığı arkadaşına tepki gösterdiğine yönelik vakıalara, davacı-karşı davalı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmadığının görüldüğü, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vakıalar esas alınarak karar verilemeyeceği-
İlk derece mahkemesince ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu “Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma ve boşanmanın fer'i niteliğindeki maddi, manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır" şeklinde tespit edilerek; tutanağın hazır bulunanlarca imza altına alındığı, yasaya uygun olarak ön inceleme duruşmasının tamamlandığı, tahkikata geçildiği ve tahkikat için duruşma günü verildiği, tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine göre bölge adliye mahkemesince yapılacak olan işlem; kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar vermekten ibaretken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
İspatlanmayan vakıaların tarafa kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı- Kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-