Davanın açılmasından sonra gerçekleşen vakıalar, ıslah yoluyla davaya dahil edilebilir mi?
Dava tarihinden sonra meydana gelen olayların eldeki boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği- Tarihi belli olmayan telefon yazışmaları ile cd çözümlerinde geçen hakaret ve tehdit vakıalarının kadına kusur olarak yüklenmesi ve davanın bu sebeple kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Somut olayda, kusurlu davranışlar incelendiğinde tarafların eşit kusurlu olduğu, her iki eş de eşit derecede kusurlu olup, birinin kusurunu diğerinin kusurundan üstün tutmanın mümkün bulunmadığı, bu durumda eşit kusurlu eş yararına maddi tazminata hükmedilemeyeceği-
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin irade beyanından dönebileceği, bu durumda anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiği-
Nafaka ödemesine açıklama olarak "haram olsun" şeklinde not yazılması, dava tarihinden sonra olduğundan, bu davranışın, tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği- Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde erkeğin istinaf talebinin kusur belirlemesine yönelik talebi uyarınca kısmen kusur düzeltilmesi yapıldığı halde, kararın hüküm kısmında erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, bu çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
İştirak nafakasının talep edilmesi halinde, mahkemece, bu istemin dışına çıkılarak iştirak nafakası ile birlikte bunun eklentisi olarak ortak çocuğun öğrenim gideri için de ayrıca belirli bir meblağa hükmedilemeyeceği- "İştirak nafakasının kamu düzenine ilişkin olduğu, çocuğun üstün yararının dikkate alınması gerektiği, hâkimin tarafların talebiyle bağlı olmadığı, iştirak nafakasının taleple bağlılık ilkesinin istisnası olduğu"şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Avukat tarafından hazırlanan ve e-imza şifresi girilmek suretiyle imzalanan ancak Uyap ortamına yüklenmeyen istinaf başvuru dilekçesinin, ıslak imzalı olarak hazırlanıp, mahkemeye sunulmayan dilekçelerden farksız olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı- Kesinleşen mahkeme kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılmasına karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince de yeniden hüküm kurulamayacağı-
Davalı-davacı birleşen dava dilekçesinde eşinin güven sarsıcı davranışlar içinde olduğunu belirterek delil olarak telefon görüşme kayıtlarına dayandığından, Bölge adliye mahkemesince dayanılan bu telefon görüşme kayıtları getirtilerek değerlendirilip bir sonuca varılması gerektiği-
Tarafların boşanmalarına ilişkin ilk derece mahkemesi hükmünün istinaf edilmeksizin kesinleşmesi durumunda, temyiz aşamasında taraflarca verilen feragat beyanlarının kesinleşen boşanma hükmüne yönelik olarak hukuken geçerli sonuç doğurmayacağı, ancak davadan feragatin davanın fer'ilerini de kapsayacağı-