Davacının feragat dilekçesi üzerine mahkemenin kendi kararını kendisi kaldırarak davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanma davalarında davanın daha başında (tensiple) tanık bildirmelerini beklemek doğru olmadığı gibi, bu yönde tensiple kesin mehil verilse bile, bu mehilin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Aynı işte hakim, hakem, C. Savcısı, bilirkişi veya memur olarak görev yapmış olan kişi bu işte avukatlık yapamayacağı gibi, bunlarla ortak çalışan avukatların da işi yasal olarak reddetmek zorunda olduğu-
Dava dilekçesinde gösterilen adrese tebligat çıkartılmadan, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat çıkartılması ve bu adreste tebliğ yoluna gidilmesinin, tebligatı usulsüz kılacağı-
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat, ( TMK. m. 174 ) yoksulluk nafakası, ( TMK.ın. 175 ) ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olduğu-
Boşanma davalarında ön inceleme aşaması tamamlanana kadar delil bildirmeyen tarafın, karşı tarafın açık muvafakati olmadan tahkikat aşamasında kendi delillerini sunamayacağı-
Açıkça yetki verilmemesi halinde avukatın boşanma davası açıp, bu davayı takip edemeyeceği-
Boşanma davalarında ön incelemeye taraflar usulüne uygun şekilde çağrılmaması halinde, tahkikata geçilemeyeceği-
Boşanma davalarında feragatin geçerli kabul edilebilmesi için hukuki varlığını sürdüren bir evliliğin mevcut olması gerekeceği-
Verilen süre içerisinde yapılması istenilen işlemin yapılmaması veya noksanlığın giderilememesi halinde buna bağlı sonucun süreye ilişkin ara kararında açıkça gösterilmesi ve ilgilinin uyarılmasının zorunlu olduğu-