Tensip tutanağı ile verilen kesin süreye rağmen tanıklarını bildirmeyen davacı tanıklarının dinlenmesine karar verilmesine karşın davalı tanıklarının bildirilmesi isteminin reddine karar verilmesinin silahların eşitliği ilkesine aykırı olacağı-
Davacı tarafından usulüne uygun yapılmış bir ıslah işleminin bulunmaması halinde, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK. mad. 166/1)sebebine dayalı olarak açılan davada, mahkemece TMK. mad. 166/son uyarınca boşanmaya karar verilemeyeceği-
Mahkemece ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilerek, davalıya ön inceleme duruşmasına çağrı davetiyesi tebliğ edilmiş; ancak davalı taraf belirlenen ön inceleme duruşmasına gelmemiş ve mahkemece, ön inceleme duruşmasında dava nihai olarak karara bağlanmayıp tahkikat aşamasına geçildiğine göre, davalının HMK. mad. 147 gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunluluğun gereği yapılmadan davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde (HMK. mad. 27) davalının yokluğunda hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği- Karar duruşmasında yoksulluk nafakası talebinde bulunan davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi olmadığı gibi; davacının talebin genişletilmesine açık muvafakati de bulunmadığından, bu talep hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi gerektiği-
Ortak borçların ödenmesi sebebiyle yapılan fedakarlık ve zararlarının telafisi için talep edilen maddi tazminatın diğer eşten tahsili için açılan davanın borçlar hukukundan kaynaklandığı ve genel mahkemelerin görevine girdiği-
Ön inceleme duruşması ve duruşmada yapılması gerekli olan işlemler yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilemeyeceğinden, mahkemece ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularını tespit edilip, taraflara delillerini sunmaları için bir süre tanınmadan, aynı duruşmada tahkikata geçildiği bildirilerek, davacının "dinletecek her hangi bir tanığım yoktur" beyanı üzerine davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ön inceleme duruşmasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 140/5. maddesi uyarınca davalı-karşı davacıya verilen kesin mehil, tanık delili dışında, belge niteliğindeki delillerle ilgili olduğu, bu mehil, tanık bildirme hakkını düşürmeyeceği -
Tarafların daha önce karşılıklı olarak açmış oldukları boşanma davasından 28.04.2014 tarihinde feragat etmeleri nedeniyle bu tarihe kadar gerçekleşmiş olan kusurlu eylemleri affetmiş sayılacaklarından, aynı eylemlere dayalı olarak tekrar boşanma talebinde bulunmalarının mümkün olmadığı -
Davacı-karşı davalı erkeğin şiddet eyleminden sonra birlikte yaşamın devam ettiği anlaşılmış ise de; evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda eşine hakaret eden, güven sarsıcı davranışlar içine giren ve evi terk eden davacı-davalı erkek eşin, eşine hakaret eden davacı-karşı davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu- Boşanma davalarında vekalet ücretinin, davada asıl talep olan boşanma talebinin kabul veya ret durumuna göre takdir edileceği, boşanma davası içinde istenen boşanmanın fer’i (eki) niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerinin kabul veya ret durumu ile boşanmaya neden olan olaylardaki tarafların kusur dağılım ve derecesinin vekalet ücretine esas alınamayacağı-
Eşinden ve kayınvalidesinden şiddet gören kadının ortak konuttan ayrılması da haklı sebebe dayanmakta olup kendisine kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat şartları oluştuğu -