Boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, ekinde hükmedilen, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmelerinin gerekli olmayacağı-
Dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmiş olan vakıalar davanın sınırını çizdiği, mahkemece ancak, bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabileceği- Yerel Mahkemenin açılan bir davayı, açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre sonuçlandırılması gerektiği ilkesi benimsenerek, karar tarihinden sonra kocanın çalıştığı işten ayrılmasının değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla hükme esas alınamayacağı yönündeki direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu- Koca işten ayrılmamış olsa da tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çok olup, mahkemece TMK. mad. 4'teki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesinin gerektiği-
Boşanmaya ilişkin davaya, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde aile mahkemesi sıfatı ile görülüp bakılması gerektiği-
Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen delillerin toplanmamış olmasının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olduğu, adı geçen davalı tanıklarının dinlenmesi, delil listesindeki toplanmasını istediği diğer delillerin toplanması ve sonucu uyarınca hüküm kurulması gerektiği-
Boşanma hükmü henüz kesinleşmeden davacının öldüğü, bu halde evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı-
Mahkeme kararında, boşanma davasının kabulüne ilişkin gerekçelerin karar yerinde gösterilmesi gerektiği-
Davalı tarafça gider avansının yatırılmadığı ve davalı tanıklarının dinlenilmediği- Hangi işlemler için ve ne miktar avans talep edildiği buna ilişkin ara kararda gösterilmemiş ise, verilen kesin sürenin sonuç doğurmayacağı-
Tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılması gerektiği, davalı erkek eşin Amerika’da yaşadığı ayrıca davacı vekilinin dosyaya sunduğu dilekçeyle davalının yurtdışı adresini bildirdiği bunun için duruşma gününün davalının Amerika'daki adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilerek davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanınması gerektiği-
Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK.m.141) dayanılmayan bir vakıanın, tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle davalıya kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmadığı-
Davalının tahkikat duruşmasına davet edilmeden yokluğunda hüküm kurulmasının davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-