Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan raporun öğrenilme tarihine göre daha önceden sunulmasının mümkün olmadığından, borçlu tarafından istinaf dilekçesine ek olarak sunulan ve  senetteki imzaların borçlunun eli ürünü olmadığının belirlendiği bilirkişi raporunun Bölge Adliye Mahkemesince delil olarak değerlendirilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesince "başka bir ceza soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporunun istinaf tarihinden sonra dosyaya sunulması nedeniyle, HMK’nun 357. maddesi gereğince, bu yeni delilin istinaf aşamasında incelenemeyeceğinin" belirtilmesinin hatalı olduğu-
Kambiyo takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü halinde, "takibin iptaline" değil, "takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerektiği-
Bonodaki borçtan sorumlu olmayan lehtarın kefil (avalist) olarak senedin ön yüzüne koyduğu aval şerhinin geçersiz olduğu ancak bu şerhin bono vasfına etkili olmayacağı ve bu durumda senette düzenleyen ve lehtar farklı kişiler olduğundan borçlu sıfatının birleşmesinden söz edilemeyeceği- 
Bonolarda düzenleyen ve lehtar şirketler tacir sıfatını haiz bulunduklarından HMK 17 gereğince yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve yetki sözleşmesi tarafların külli ve cüz’i haleflerini de bağlayacağından, lehtarın cirosu ile takip alacaklısı bankaya geçen bonoya dayalı takibin yetki kaydındaki yerde yapılmasının usule uygun olduğu-
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında; borçlu tarafından istinaf süresi geçtikten sonra ileri sürülen hususların değerlendirilemeyeceği belirtilmiş ise de; borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde savcılık soruşturma dosyasını delil olarak gösterdiği, yasal süresi içerisinde süre tutum ve gerekçeli istinaf dilekçelerini sunduğu, ............ tarihli istinaf dilekçesine ek beyanlarını ileri sürdüğü dilekçe ile sunduğu ............. Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan rapor tarihinin ise ............ olup, raporun öğrenilme tarihine göre daha önceden sunulmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, icra mahkemesince alınan rapor ile savcılık tarafından alınan rapor arasında çelişki olup, İlk Derece Mahkemesi’nce bilirkişi raporlarındaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre imzaya itiraz ve tazminat ile para cezası hususunda karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı uyruklu borçluya T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılamayacağı-
Borçlunun takibe dayanak senedin teminat amacıyla alacaklıya verildiğini ileri sürerek takibin iptali isteminin borca itiraz niteliğinde olduğu- Takibe konu senedin, teminat olarak verildiği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçluların itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, buna göre; Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlunun, kambiyo senedi vasfına yönelik şikayetlerini icra mahkemesinde ileri sürme süresi beş gün olup, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak senedin arka yüzünde bulunan "Teminat senedidir. Sözleşme ekidir” ibaresiyle, senedin sözleşmeye dayalı olarak verildiği senet üzerinden anlaşıldığından, senedin mücerretlik vasfının ortadan kalktığı ve kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermediği- Belirtilen ibareden sonra senedi ciro ile alan alacaklı cirantaya karşı, senedin kambiyo vasfında olmadığının mutlak def’î olarak ileri sürülebileceği- Alt taşeron sözleşmesinin tarihi ile senedin düzenleme tarihi ve sözleşme maddesinde belirtilen bedel ile senedin bedeli aynı olduğundan, kayıtsız şartsız borç ikrarından bahsedilemeyeceği- Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı, İİK. 170/a uyarınca takibin iptali gerektiği- "Senedin arka yüzünde bulunan kayıtta hangi sözleşmenin eki olduğunun belirtilmediği, senetteki bu kayıt ile sözleşmenin bağlantısının kurulamadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Her ne kadar mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmış ise de ............ ve ........... tarihli üçüncü ve dördüncü raporlar kesin kanaat bildirmediği sürece bağlayıcı olamayacağından ve ilk iki rapor arasındaki çelişkiyi gidermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmayan bu raporlara dayalı olarak sonuca gidilmesinin doğru olmadığı, o halde, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporlarındaki çelişkili tespitlerin giderilmesi için yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-