“Geçici aciz vesikası”na dayanılarak açılmış olan tasarrufun iptali davasının, takip konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımını kesmeyeceği-
Borçluya yenileme dilekçesinin gönderilmiş olması halinde, borçlunun kesinleşen takibe karşı itirazlarını bildirme hakkını elde etmiş olmayacağı- Borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuruda “Alacaklıyı tanımadığını, kendisine herhangi bir borcu olmadığını…..” belirtmesinin “borca itiraz” sayılacağı-
Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliğ işlemini öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile “tebligatın usulsüzlüğü”nü icra mahkemesine önüne getirmesi gerekeceği-
Borçlu limited şirketin temsilcisinin beş yıl olan temsil süresinin dolmuş olmasına rağmen, yeni temsilcinin seçilmediği durumlarda, eski temsilcinin temsil yetkisinin devam edeceği ve iyiniyetli üçüncü kişiler bakımından bu kişinin yapacağı işlemlerin geçerliliğini koruyacağı-
“Yetkisizlik kararı” veren mahkemenin bu kararında yetkili icra dairesini belirterek, “takip dosyasının talep halinde bu icra dairesine gönderilmesine” karar vermesi gerekeceği-
“Haksız fiilin suç teşkil etmesi halinde, ceza zamanaşımının uygulanacağı”nı öngören Borçlar Kanunundaki özel hükmün, kambiyo senetleri hakkında uygulanamayacağı-
Takip konusu çeklerin takipten önce zamanaşımına uğramış olmalarının, onların “kambiyo senedi” olmalarını etkilemeyeceği; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, takip dosyasında altı aydan fazla bir süre alacaklı tarafından herhangi bir takip işlemi yapılmaması halinde icra mahkemesince “zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Bononun ön yüzüne atılan ikinci imzanın “aval” olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, takip konusu senedi düzenlemiş olan ve şirket kaşesi dışında senet üzerine ayrıca atılmış olan ikinci imzanın senedi düzenleyen şirket temsilcisinin şahsi sorumluluğunu gerektireceği-