Borçlu tarafından çek düzenleme konusunda verilen vekaletnamenin içeriğinden,bu yetkinin sadece “ihale ve istihkak işleri için verilmiş olduğu”nun saptanamaması halinde,vekilin düzenlediği çek bedellerinden,vekalet verenin sorumlu tutulması gerekeceği-
İİK.’nun 168/4 maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra yapılmış olan imza itirazının “süre aşımından reddine” karar verilmesi gerekeceği-
“Ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu” icra mahkemesine şikayet yoluyla bildirmiş olan borçlunun bu şikayet sonucunda verilecek kararın kesinleşmesi beklendikten sonra, ödeme emrine itirazın 5 günlük süre içinde olup olmadığının saptanması gerekeceği-
İcra mahkemesince «icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine» dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi HMK. gereğince "iki haftalık" ) hak düşürücü süre geçtikten sonra «icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini» istemiş olması halinde, «önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağı»-
Takip konusu çekin ön yüzünde, sol alt köşeden, sağ üst köşeye birbirine paralel iki çizginin çizili olması ve çizgiler arasında herhangi bir yazı ve ibarenin bulunmaması halinde, bu çekin “umumi olarak çizilen bir çek” niteliğinde olduğu; başka bir ifade ile, çekin ön yüzüne birbirine paralel iki çizgi çizili olması halinde, belgenin “çizgili çek” niteliğini taşıyacağı, çek bedelinin ödendiği anlamına da gelmeyeceği-
Bononun ön yüzüne atılan ikinci imzanın “aval” olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, takip konusu senedi düzenlemiş olan ve şirket kaşesi dışında senet üzerine ayrıca atılmış olan ikinci imzanın senedi düzenleyen şirket temsilcisinin şahsi sorumluluğunu gerektireceği-
Çeklerdeki 6 aylık (şimdi; 3 yıllık) zamanaşımı süresinin, ibraz süresinin bitiminden itibaren hesaplanacağı-
İki yıllık süre içinde taşınmazın satışının istenmemiş olması nedeniyle haczin düşürülmesine karar verildikten sonra, alacaklı tarafından haczi düşen taşınmazın kıymet takdirinin yaptırılmış olmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı ve alacaklı tarafından yaptırılmış başka bir icra takip işlemi de bulunmadığından, takip konusu bononun –son işlem tarihinden itibaren üç yıl geçmiş olması nedeniyle- zamanaşımına uğramış olduğunun kabulü gerekeceği-