Cinsel ilişki, tarafın rızası ile gerçekleşmiş olsa bile cinsel ilişki tarihinde yaşının küçük(16) olması nedeniyle bu eylemin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağının benimsenmesi ve uygun bir miktar tazminat takdir edilmesi gerektiği-
Haksız fiil nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminat ödetilmesini isteyebileceği, yargıcın, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği-
Tarafların müşterek çocuklarının üç kez ameliyat olmasına rağmen davalı (koca)'nın bununla ilgilenmediği, aralarında çıkan bir tartışma sırasında da kadının sığındığı odanın kapısını kırmak suretiyle kadın üzerinde ciddi bir korku yarattığı anlaşıldığından bu olayların davacı (kadın)'ın kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği açık olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK md. 4, TBK 50,51,52,58) dikkate alınarak davacı (kadın) yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Türk Medeni Kanunu'nun 304. maddesinde yer alan "ananın mali hakları " konusunda;mahkemece taraflardan bütün delillerinin sorulması, davacıdan harcama belgelerinin ibrazının istenmesi, davacının doğum yaptığı özel hastaneden harcamaya ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, belgelendirilemeyen ancak mutad olan diğer giderler hakkında zabıta araştırması yaptırılması sonucunda Yargıtay denetimine elverişli ehil bilirkişi raporu alınması ile bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği - Babalığın tespitine yönelik davada, davacının "manevi tazminat" istemi, Türk Medeni Kanunu'nun 24. ve Borçlar Kanunu'nun 49.(TBK 58.) maddelerine dayanmakta olup,TMK'da babalık davalarında manevi tazminata ilişkin bir düzenleme yer almadığından, davacının ... TL. manevi tazminat talebinin aile mahkemelerinin görevi kapsamında olmayıp, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde olduğu-
Haksız ihtiyati hacizden alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi için; davalı alacaklının kusurlu olmasının şart olmadığı- Haksız ihtiyatî haciz koyduran tarafın (tazminat davalısının) ödemekle yükümlü olduğu zararın, ihtiyatî haciz kararının icra edildiği tarih ile ihtiyatî haczin kalktığı tarih arasındaki dönemde meydana gelmiş olan zarar olduğu- Davacıların zararı ile haksız ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğunun ispatı yönünden öncelikle zararın ispatı yönünden sunulan delillerin değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zararın ispatı yönünden deliller değerlendirilmeden doğrudan tazminat hesabının yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu- Taşınmazın satışa çıkarıldığı tarih ile ihtiyati haczin kaldırıldığı 28.08.2008 tarihi arasındaki ülkedeki ekonomik durum ve enflasyon gelişimi gözetilerek taşınmazın değer kaybedip kaybetmediği değerlendirilerek davacıların zararının tesbiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ihtiyati haczin kalkmasından sonraki tarih olan ikinci satış tarihine kadar olan zararın ve ilk satışta elde edilecek olan bedelin çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilmesinin ortalaması alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu- Davacıların taşınmazlarını ihtiyati haciz nedeniyle satamamalarından kaynaklanan zarar talepleriyle ilgili olarak, davacıların taşınmazı ihtiyati haciz nedeniyle satamaması nedeniyle bankalardan kredi kullanmak zorunda kaldıkları ve bu nedenle faiz ve masraf ödedikleri iddialarının incelenmesi gerektiği-
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak uygun miktarda manevi tazminat (TMK.md. 174/2) takdiri gerekeceği-
Davalının davacı hakkında başlattığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu menfi tespit davası ile anlaşılmışsa da, devletin taşınmazların ekilip biçilmesi karşılığı ödediği yem ve mazot desteğini alamaması nedeni ile maddi tazminat isteminde bulunan davacının, tarlalarını ekip biçmesi için traktör gerekli ise de, traktör ikamesi mümkün bir eşya olup davacının satın aldığı traktörün davalı tarafından el konulması nedeni ile tarlalarını dört yıl boyunca ekip biçmemiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, tarlaların ekilip biçilmemesinden dolayı devlet desteği alınamaması ile davalının eylemi arasında uygun illiyet bağı da bulunmadığından, davacının salt bu nedene dayalı maddi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Olay nedeniyle duyulan üzüntünün kişilik haklarının zedelenmesi sonucunu doğurmayacağı-
Boşanmaya sebep olan olaylarda; maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin maddi desteğini yitirdiği ve bu olayların davalının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı (koca) yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Haksız haciz nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin dava ile menfi tespit davasının konu ve sebeplerinin farklı olduğu- Menfi tespit davasında kötüniyet tazminata hükmedilmiş olsa da, davacının haksız haciz nedeni ile uğradığını iddia ettiği maddi zararı yönünden işin esasına girilip davacının gösterdiği delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-