Tarafların taşınmazlarının kadastro ya da tapulama görmüş olması halinde taşkın inşaatta bulunan kişinin iyiniyetli sayılamayacağı-
MK. 725/II’de bahsi geçen “iyiniyet”in, MK.3’de düzenlenmiş olan “subjektif iyiniyet” olduğu - Yapı sahibinin iyiniyetli olmaması halinde “aşırı zarar”ın bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, taşan kısmın yı-kılması gerekeceği - iyiniyetin varlığının mahkemece doğrudan doğruya araştırılacağı -
Taşkın yapı sahibinin, yer sahibince aleyhine açılan yıkım sureti ile elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, karşılık dava açmaksızın savunma yolu ile de temlik isteğinde bulunabileceği- Kural olarak, çaplı yere elatmada iyiniyet sözkonusu değil ise de; bu kuralın kesin olmadığı, taşkın yapı sahibinin iyiniyet savunmasının araştırılması gerektiği-
Arsa sahibi tarafından, taşkın yapı sahibi aleyhine açılan “yıkım” isteğini kapsayan elatmanın önlenmesi davalarında, taşkın inşaat sahibi-nin, ayrı bir dava açmaksızın savunma yoluyla “inşaatın taşkın kısmının komşu taşınmazda kapladığı yerin tazminat karşılığı adına temliken tescilini” isteyebileceği, taşkın inşaat sahibinin, aleyhine açılan davada “inşaatı iyiniyetle yaptığı” savunmasının “taşkın yapının kapladığı yerin kendisine temliki” isteğini de içerdiği-
Kural olarak, çaplı yere tecavüzde iyiniyet olmaz ise de, somut olayda tecavüz edenin (taşkın inşaat sahibinin) iyiniyetli sayılmasını gerektiren durumlar var ise, bunlar araştırılarak bir hüküm kurulması gerektiği-
“Taşkın inşaatın yıkılması istemi”nin, “yıkımın aşırı zarar doğuracağı” “inşaatın iyiniyetle yapıldığı” ve “durumun elverişli olduğu” (yet-kili makamların ifraza izin verdiği) durumlarda reddedilmesi gerekeceği-
Tecavüz edilen arsayı sonradan iktisap eden kişinin MK.nun 1023. maddesine dayanamayacağını ve “tapu kütüğünde yer almayan bir husu-sun kendisine karşı etkili olamayacağını” ileri süremeyeceği- (MK.nun 725. maddesinden kaynaklanan ve eski malike karşı kullanılması müm-kün olan hakkın, taşınmaza daha sonra malik olana karşı da ileri sürülebileceği) (MK. 725 hükmünün, MK. 684 de düzenlenmiş olan «bütünleyici (tamamlayıcı) parça» kuralına istisna teşkil ettiği, MK. 725’deki koşulların gerçekleşmesi halinde, taraflar arasında bir «eşyaya bağlı borç» ilişkisinin doğacağı)-