Taşkın inşaat nedeniyle doğan zarardan taşkın inşaatın müteahhi-dinin “haksız fiil”, arsa sahibinin ise MK. 730,725 ve 738 hükümlerine göre, müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları-
Tecavüz teşkil eden binaların yıkımından aşırı zarar doğmayacağının anlaşılması halinde, mahkemece yıkım isteğinin hüküm altına alınması gerekeceği-
Çaplı yere taşkın inşaat yapılması durumunda, -kural olarak- “iyi-niyetle davranıldığı” nın kabul edilemeyeceği-
Tarafların taşınmazlarının kadastro ya da tapulama görmüş olması halinde taşkın inşaatta bulunan kişinin iyiniyetli sayılamayacağı-
Yasa koyucunun; inşaatını komşusunun arsasına taşıran kişinin hukuksal durumunu, kendi malzemesiyle başkasının arsasına inşaat yapan kişinin hukuksal durumundan daha elverişli bir düzenlemeye gitmesinin; yani taşkın yapı olgusunda, böyle bir ayrıcalığı kabul etmesinin tek ve önemli nedeninin inşaatın bütünlüğünü koruma kaygısı ve böylece ekonomik ve sosyal bir değerin yok edilmemesi düşüncesi olduğu-
E.tmanın önlenmesi davasında kal’in aşırı zarar doğurması ha-linde arsa bedeli ile yetinileceği bildirildiğinden ve mahkemeye de bu yönde kanaat geldiğinden, mahkemece, “tecavüzlü kısmın davalı adına tesciline ve bu kısma ait arsa bedelinin kendisinden tahsiline” karar verilmesi gerekeceği-
Kamu malı niteliğindeki genel yolla bina yapılarak taşkın inşaatta bulunulması halinde, taşkın inşaat sahiplerinin, MK. 722 vd. maddele-rinde belirtilen haklardan yararlanamayacakları-
Taşkın inşaat konusu yerin ifrazının mümkün olmamasına halinde, “temliken tescil davası” nın reddine karar verilmesi gerekeceği-