Davacı Hazinenin yıkım isteğinin asgari levazım bedeli alınmaksızın kabulü gerekeceği-
Babasının ölümüyle terekenin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu- Terekeye tabi bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yerleşim alanları içerisinde yer alan taşınmazlar bakımından ekonomik amaca uygun zilyetlik aranmadığından ve taşınmaz arsaya dönüştüğünde C.’in zilyedinde bulunan ve krokide A harfiyle gösterilen yer üzerinde belirlenerek kroki kapsamına alınmasının, koordinatlı ve ölçekli krokinin teknik bilirkişiye düzenlettirilmesinin, miktarının belirlenmesinin ve Veli'ye satılan yer dışında C. tarafından tasarruf edilen taşınmaz bölümü bakımından davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin davalara, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde “aile mahkemesi sıfatıyla” bakılması gerekeceği-
Mahkemece, bozma kararında “imar uygulamasından önce yapıldığı ve uygulama sonucunda taşkın duruma geldiği anlaşılan (A) ve (C) harfleri ile işaretlenen muhdesatın kaim bedelinin ve binanın kalan kısmında bir değer azalması söz konusu ise buna ilişkin bedelin yok eğer kalan bölüm de yıkılacak ise tüm muhdesat bedelinin imar parsel maliki tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi konusunda önel verilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kendinden beklenen özeni göstermeden çaplı taşınmazında inşa ettirdiği binayı komşu taşınmaza taşıran davalıların mirasbırakanının iyi niyetli olduğundan söz edilemeyeceği,TMK' nun 725. maddesi yapıyı yapan kişinin iyi niyetli olmamasının, aşırı zarar doğurup doğurmadığına bakılmaksızın taşan kısmın yıkılması sonucunu doğuracağını düzenlediği-
Çapa bağlanmış taşınmazlarda, çapın iptale kadar geçerli olduğu, çekişmeli bölümlerin davacının çapı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, TMK’nun 725. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması ve sonucuna göre el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Taşkın yapılarda komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmelerinin yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldıracağı, itirazın hiçbir şekle bağlı olmayacağı, yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif nedenleri dikkate almamak gerekeceği-
Kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmazda keşfen elde edilen bilirkişi raporunda yeşil ile taralı bahçe kısmı ile yol olarak gösterilen yere haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın davalı tarafından elatıldığı belirlenerek elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı- Krokide kırmızı ile boyalı ve taşkın yapı niteliğindeki bölüm bakımından davalının TMK. mad. 725 uyarınca temliken tescil davası açtığı, HMK. mad. 165 gereğince, açılan tescil davasının kabulü halinde görülmekte olan davada tesis edilen yıkım kararının telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceği gözetildiğinde, o davanın eldeki dava bakımından mesele-i müstehine ( bekletici sorun ) kabul edilmesi icap ettiğinden, anılan dava sonucunun beklenmesi, ondan sonra yıkım isteği bakımından bir karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa kabul edildiği üzere taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğinde olduğundan taşınmazların miras yoluyla veya temliken intikal etmesi halinde yeni maliklerin de maddede belirtilen haklardan yararlanabildikleri gibi borçlardan da sorumlu tutulacakları-