Tarafların karşılıklı olarak haklı ve geçerli bir nedenleri bulunmaksızın birbirlerinin taşınmazlarına taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettikleri tespit edilmek suretiyle yazılı şekilde elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu- Her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunulmasının zorunlu olduğu-
Davacının (davalının) çaplı taşınmazına davalının (davacının) taşınmazının bilirkişi raporunda belirtilen şekilde tecavüzlü olduğu, davalının (davacının) bayinin gerekli dikkat ve özeni gösterseydi tecavüzün oluşmayacağı, davalının çaplı yeri üzerindeki binayı görerek satın aldığı, iyiniyetli sayılamayacağı sonucuna varıldığından elatmanın önlenmesi davasının kabulü, temliken tescil davasının reddi gerektiği-
Mülkiyet ya da korunmaya değer kişisel hakka dayalı olarak kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının bir kısmı veya tamamı imar uygulaması sonucu davacı parselinde kalan davalının Medeni Kanunun genel hükümlerine açtığı temliken tescil davasının dinlenemeyeceği ve yapı sahibi kendi levazımı ile başkasının arazisine değil kendi arazisine yapı inşa etmiş olup davalı yapısının davacı taşınmazında kalmasının özel bir kanun olan imar kanunu uygulamasından doğduğu- Özel hüküm dururken genel hükümlerin uygulanmasının usulen mümkün olmadığı-
Davacının maliki olduğu çaplı taşınmaza ağaç diken davalının iyi niyetli olduğu söylenemeyeceğinden temliken tescilin diğer koşullarının aranmasına gerek olmadığı- Yıkım isteği reddedildiği zaman, ağaç bedeli üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Karar ve ilam harcına el atmanın önlenmesine karar verilen zemin değeri üzerinden hükmedilmesi gerektiği-
Savunma yoluyla temliken tescil isteyen parselin maliki davacı, elatmanın önlenmesi ve kal isteyen davacının babası ile anlaşarak onun muvafakati ile komşu 15 parsele taşkın inşaat yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirterek bu davayı açmış ise de, bu konuda tanık beyanları dışında herhangi bir delil sunamamış olup, çaplı taşınmazlarda kural olarak iyiniyet iddiası dinlenemeyeceği, dosya kapsamına, toplanan delillere göre de temliken tescil isteyen davacı iyiniyetli olduğunu kanıtlayamadığından temliken tescil talebinin reddine, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Hüküm sonucunda "asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne" şeklinde çelişkili karar verilmesinin yanlış olduğu-
Asıl davanın elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, karşı davanın TMK. mad. 725'e dayalı temliken tescil isteğine ilişkin olduğu- Davalılar-karşı davacıların iyiniyetle inşaat yaptığı kabul edilerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş ise de tesciline karar verilen kısmın ifrazının mümkün olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadığı- Temliken tescil davalarında iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının, ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gerektiği-
Davalıların taşınmazında bulunan tavuk besihanesinin kurulması için 1987 yılında köy ihtiyar heyetinden izin alındığı ve proje hazırlandığı dosyadaki belgelerden anlaşılmakta ise de yerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davalılara ait yapının toplam .. m2 lik bölümünün davacının taşınmazına taşkın olduğu, ne var ki; davacının elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden araştırma ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
03.04.1979 tarihli “Anlaşma Senedidir” başlıklı sözleşme gereğince davacının babası A.Ö. ile davalıların babası R.Ö. arasında kadastro tespiti sırasında anlaşma sağlanarak bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen ortak sınır kabul edilerek ihtilafın çözümlendiği- Sadece davacı K.Ö. tarafından bu dava açılmış ise de, dava konusu taşınmazda davacı dışında babası A.Ö. de 1/2 paylı malik olduğundan A.Ö.’in mirasçılarının da davacı olarak davada yer almaları gerektiği " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği ancak bozma ilamında belirtildiği şekle uyulmadığından, kadastro tespiti sırasında bilirkişi rapor ve krokisinde ortak sınırın batısında kalan ve "B" harfi ile gösterilen kısmının davalılar adına kayıtlı 833 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 834 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği-
Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmının, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olacağı(TMK. mad. 725)- Taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebileceği- Mahallinde 3 kişilik konusunda uzman harita mühendisi, fen bilirkişi ve inşaat mühendisi niteliğindeki bilirkişi heyeti ile birlikte yeniden uygulama yapılması, dava konusu binanın ne kadar kısmının taşkın olduğunun net bir şekilde belirlenmesi, binanın kaç yıllık bir bina olduğunun, ne zaman yapıldığının belirlenmesi, taşkın kısmın yıkımının binanın kalanına zarar verip vermediğinin ve yıkımın fahiş zarar doğurup doğurmayacağının araştırılması, taşkın binanın bulunduğu alanın davacı parselinden ifrazının mümkün olup olmadığının Belediye Encümen Kararına dayalı olarak araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri ile ilgili olarak davacının bildireceği dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, keşfen saptanan ya da saptanacak değer başlangıçta gösterilen değerden fazla ise yargılama sırasında eksik harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-