Mahkemece “yapılan yargılama sonunda; davaya konu her iki bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı, davalı A.Y.’ ın savcılıkta verdiği ifadede senedi ... tarihinde ciro yolu ile devraldığını beyan ettiği, bononun vade tarihinin ... olup, davalının beyanına göre bir vade tarihinden sonra senedin ciro yoluyla iktisap edildiği, bu nedenle cironun alacağın temliki hükümlerine tabi bulunduğu ve bu nedenle borçlunun, asıl alacaklıya karşı ileri sürebileceği tüm def’ileri cirantaya karşı da ileri sürebileceği, davacının sunduğu ödeme belgeleri ile borç A.T. ‘a ödendiği anlaşılmakla, davalıya davacının takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığına, davacı tarafından davalının kötü niyetinin ispatlanamadığından asıl ve birleşen davanın kısmen kabul edilmesine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Adli tıp kurumu raporunun içeriği itibariyle dosyada daha önceden aldırılan raporlar arasındaki çelişkiyi gidermediği görülmekle mahkemece farklı bir kurumdan konusunda uzman kişilerin yer aldığı heyet raporu aldırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği -
Davacı defterlerinin usulüne uygun olması nedeniyle davacı lehine delil teşkil ettiği, davacının defterinde 12 adet bonoya ilişkin kayıt mevcut ise de, davalın yapmış olduğu bir mal tesliminin olmadığı ve ispat da edilemediği, davacı şirketin dava dışı şirkete de borcu bulunmadığı, bonolarda da ‘’malen’’ kaydı bulunduğundan “davanın kabulüne” karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Birinci haciz ihbarnamesine yasa hükmüne uygun bir itirazda bulunulmadığından, ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde kusur izafe edilemeyeceği-
İİK.72. maddesine göre açılan menfi tespit davasında “menfi tespit şeklinde” karar verilmesi gerekirken, “olumlu tespit” biçiminde hüküm kurulmayacağı-
Davaya konu bonoda çift vade bulunduğu için bono kambiyo senedi niteliğinde olamayacağından borçlu tarafından açılmış olan menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-