Davacının, senetleri verdiği davalının babası M. A. B.'nin Cumhuriyet Başsavcılığındaki beyanından da anlaşılacağı üzere; "5000 TL'lik senet yönünden alacağın bulunmadığı", diğer 4000 TL'lik senet yönünden ise davacının "ödeme iddiası"nı kanıtlayamadığından, "bu senet yönünden menfi tespit davasının reddi" doğrultusunda verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Kural olarak çekin bir borcun ödenmesini sağlayan havaleden ibaret olması sebebiyle, çekin herhangi bir hukuki ilişki nedeniyle verildiği iddia eden tarafın bu hususu ispat etmekle hükümlü olacağı -
Uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenen senetten kaynaklanıyor olması halinde açılacak menfi tespit davasının iş mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Elektrik hizmetini alan abonelerin, abonelik sözleşmeleri feshedilmedikçe, kaçak kullanım nedeniyle oluşan elektrik bedelinden, fiili kullanıcı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Tarafların tacir olmaları halinde, olumsuz tesbit davasına ilişkin uyuşmazlığın genel mahkemelerde görüleceği, tüketici mahkemelerinin bu konuda görevli olmayacağı-
Somut olayda icra takibi İzmir’de yapılmış, davacının yetki itirazı üzerine İzmir İcra Mahkemesi tarafından “yetkili icra dairesinin Bakırköy olduğuna” karar verilmiş ve bu karar Yargıtay Dairesince onandığından, takibe konu bonoda da Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiş, dolayısı ile Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekeceği –
Kararın hüküm fıkrasındaki miktarla ilgili maddi hatanın talep halinde HUMK. 459 (şimdi; HMK. 304) uyarınca her zaman düzeltilebileceği- Davalının kendi defterlerinde alacak kaydı bulunmamasına rağmen, davacı hakkında icra takibi yapmış olmakla kötü niyetli olduğunun kabulü ile İİK.nun 72/5. maddesine göre borçlu-davacı lehine alacağın %24’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece “davalının, davacıdan alacaklı olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerektiği, davalı her ne kadar senetlerin iptali konusundaki kararı dayanak göstermiş ise de, zayi olan senetlerin iptalinin, sadece şekli anlamda hak sahipliğinin tespitini sağladığı, maddi hukuk açısından her hangi bir sonuç doğurmayacağı, kaldı ki bu kararın Yargıtay’ca da bozulduğu, davalının davacıdan alacaklı olduğuna dair başkaca herhangi bir delil ibraz etmediği, icra takibinin dayanağı olarak belirtilen ve davalı tarafından zayi olduğu ileri sürülen iki adet senetten dolayı borçlu olmadığı, icra dosyasında davacının davalıya... TL. ödemede bulunduğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davacının dava dilekçesinde faiz talep etmediği gözden kaçırılarak HUMK.’ nun 74. maddesine aykırı olarak istirdatına karar verilen miktara faiz yürütülerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, bu durumun hükmün bozulmasına neden olacağı-