Davalı alacaklının icra takibine girişmekte haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanmadan tazminata hükmedilemeyeceği-
Davalı bankanın ticari mahiyette kredi kullandırmış olduğu, kullandırılan kredinin Tüketici Kredisi olmadığı, bu tür kredilerde kredinin teminatı olarak bankacılık uygulamasına göre, kıymetli evrak alınabileceği, bononun geçersizliğine ilişkin davacının talebinin kabul edilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
TTK'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanan TTK'nun 642. maddesi uyarınca davalı hamilin, davacı cirantaya karşı müracaat hakkına sahip olabilmesi için, bononun kanuni süre içinde protesto ettirilmesinin zorunlu olduğu, kanuni süre içinde ödememe protestosu keşide etmeyen hamilin keşideci dışındakilere müracaat hakkını kaybettiği, somut olayda TTK'nun 642. maddesi gereğince protesto keşide etmeyen davalı hamilin davacı lehtara müracaat hakkının düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Makinedeki ayıbın basit ve olağan bir kontrol ile belirli olduğu anlaşıldığından açık ayıp niteliğinde olduğu, taraflar arasında ticari bir satım ilişkisi bulunduğu gözetilerek TTK’nın 25/3 maddesindeki süre içinde ve aynı yasanın 20/3 maddesindeki usule uygun olarak ayıp ihbarının yapılması gerektiği, davacının usulüne uygun olarak ve süresi içinde yazılı ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davacının, davalıya senetlere dayalı toplam 10.019,00 TL borcunun bulunduğu bu borcun 2.550,00 TL'lik kısmının ödendiği bakiye 8.350,00 TL.'lik borç için dava dışı Nazek Ekmek Ltd.Şti'nin senetler verdiği, “tahsilde tekerrür olmamak şartı ile “ ibaresi konulmadan iki ayrı icra takibine girişildiği, 08.02.2008 tarihli tahsilat makbuzunun davalı ile dava dışı Nazek Ekmek ve Un Ltd.Şti. ve M. Salar arasında BK'nun 174. maddesinde bahsi geçen borcun nakli sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının davalıya olan borcunun BK'nun 173. vd maddeleri gereğince sona erdiği gerekçeleri ile davanın kabulüne. %40 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Veriliş nedeni malen olan bononun verilen borç karşılığı alındığını savunan davalının senedin veriliş nedenini talil ettiği gözetilerek ispat külfetinin davalı yanda olduğunun kabulü ile davalının iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
HUMK’ nun 290 (HMK’nun 201) maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz. Başka bir anlatımla, senede karşı ileri sürülen iddiaların yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir. Davalı taraf tanık dinlenmesine muvafakat etmediğine göre, somut olayda tanık dinlenmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı ve davalı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğundan uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme İş Mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 1. Maddesine göre, İş Kanunu uyarınca işçi sayılan kimselerle işveren arasındaki iş akdinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme İş Mahkemesidir. Görevin 6100 Sayılı HMK’ nın 1. Maddesine göre kamu düzeninden olduğundan mahkemece re’ sen gözetileceği-