Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı gibi, davacının ödeme iddiasına dayanak teşkil eden çeklerin teslim edilecek mal karşılığı avans olarak verildiğine dair herhangi bir yazılı delil de mevcut olmadığı, dava değeri itibari ile alacak iddiasının HUMK'nun 288.maddesi gereğince yazılı delillerle ispatlanması gerekli olup, davacının herhangi bir yazılı delille iddiasını ispatlayamadığı, yemin deliline başvuru hakkının hatırlatılması üzerine, davacının yemin deliline dayandığı, davalı şirket temsilcisinin de yemin teklifini kabul ederek duruşmada usulüne uygun şekilde yemini eda ettiğinden, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının menfi tespit ve istirdat davasında, ciro imzasının sahteliği iddiasına dayandığı, HMK'nun 209. maddesindeki; "Bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Maddi vakıları ileri sürmek taraflara hukuki nitelendirme yapmak hakimin ödevidir." hükmüne uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, gerekçe gösterilmeden tedbir talebinin reddinin doğru görülmediği-
Borçlular icra dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yapmışlardır. İcra veznesine intilal etmiş bir paraının alacaklıya ödeme yerine geçebilmesi, ödemenin herhangi bir kayıt ve şarta bağlı tutulmaması ile mümkündür. O halde mahkemece; itirazın iptali kararı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre alacak miktarının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikâyetin reddi yönünde hüküm tesisinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı alacaklı Y. Sucu'nun çekte ciranta olması ve sahteciliği bilebilecek durumda olmaması sebebiyle davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemeyeceği-
Faktoring şirketlerinin ancak alacağı temlik alabilecekleri, bu durumda davacı keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ileri TTK’nun 599. Maddesine göre davalı faktoring şirketlerine karşı da ileri sürebileceği-
Davacı kooperatifin 18.04.2004 tarihinde yapılan genel kurulundan kooperatifi 3 yıllığına müşterek imza ile temsil yetkisi verildiği bononun tanzim tarihi olan 15.09.2007 tarihinde yeni genel kurulun henüz yapılmadığı, bonoyu imzalayan A. Gul’ün tek başına yetkili olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu senedin nakden kaydını taşıdığı, davacının senedin mal karşılığı düzenlendiği hususunu yazılı delillerle kanıtlayamadığı, hatırlatılması üzerine davacı yanca teklif edilen yeminin davalı tarafça eda edildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, ödeme iddiası ile ilgili olarak dosyaya bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiştir. Davacı yanca sunulan bu ödeme belgelerinin tarihinin dava konusu bonoların ödeme tarihlerinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevabında, yapılan ödemelerin başka alacaklarına mahsuben yapıldığını savunmuştur. Hal böyle olunca mahkemece ispat külfetinin davalı yanda olduğu gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesinin doğru görülemeyeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-