Davacıya ait bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın "Toplu Konut Alanı" olan vasfını, sözleşme ve akabinde tapu sicilinden yapılan temlik işlemi ile kaybettiği, mahkemece; davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı ispat edildiğinden; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Yerel mahkeme hükmünün tebliğ tarihi saptanmadan temyiz işleminin süresinde olup olmadığının belirlenemeyeceği-
Dava açıldıktan sonra dava konusu bonoya dayalı olarak icra takibi yapılmış olup mahkemece icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ve karar infaz edilmiş olduğundan İ.İ.K. 72/4. maddesinde düzenlenen tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Vekaletnameyle açıkça kefalet yetkisi verilmediği halde yapılan kefalet sözleşmesinin vekalet vereni bağlamayacağı-
Taşınmaz devrinin bedelsiz olduğu ve devir tarihinde henüz işlemeye başlamamış olan nafaka borcuna karşılık verildiği kanıtlanamazsa taşınmazın mahkeme ilamından kaynaklanan mali yükümlülüklerin karşılığı olarak devredilmiş olacağı-
Senetteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı ve sahtecilik iddiasının mutlak defi niteliğinde olduğundan herkese karşı ileri sürülebileceği-
Menfi tespit davasında verilen tedbir kararının takibin olduğu yerde kalmasını sağlamaya yönelik olacağı, karardan önceki hacizlerin yok hükmünde olmayacağı-
6762 sayılı TTK'nın 592. maddesi uyarınca açığa senet düzenlenmesi mümkün olup, "senetlerin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu" iddiasını birleşen davaların davacılarının senede karşı senetle ispat kuralı gözetilerek yazılı delille ispatla yükümlü olmaları gerekeceği-
Tahsil ettiği bir bononun tekrar tedavüle çıkmasına yol açmış olması halinde, bono cirantası olarak sorumlu tutulan davalı bankanın, kendisi aleyhine yapılan takip sırasında, bono bedelinin tahsil edildiği iddiasıyla davacı tarafça menfi tespit davası açılmaması, bankanın sorumluluğu bakımından nedensellik bağını ortadan kaldıran bir sebep olarak sayılması gerekeceği-
Menfi tespit konulu ilamın, İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinin 4 ve 5. fıkraları karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartının aranması gerekeceği-