Banka şubesine tahsil amaçlı verildiğinin anlaşılan senetle ilgili olarak, taraflar arasındaki temel ilişki gözetildiğinde davalı vekilinin yetki itirazının yerinde olmadığı ve HMK. 209/1 hükmüne göre yazı veya imzanın inkarı halinde o senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağı gerekçesi ile tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olmadığı-
1163 sayılı Kooperatifler Yasası ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerine göre, ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararlarının tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan ve katılmayan bütün ortakları bağlayacağı- Ortaklardan sadece bir kısmı hakkında şahsi nitelik taşıyan kararların ise tebliğinin gerektiği- Davacı ortağın borcunun, çağrılmamış ve katılmamış olsa da iptal edilmeyen genel kurullarda alınan faiz oranlarına göre belirlenmesi gerekirken, mahkemece, davacı ortağın çağrılmadığı ... tarihinden sonra yapılan genel kurullarda alınan faiz oranı yerine yasal faiz uygulanmak suretiyle borç miktarının belirlenmesinin doğru olmadığı- Davacı yan, anılan tarihten önceki genel kurullarca alınan orana göre yapılan hesaplamaya itirazda bulunmamış ve bu durumu temyiz nedeni de yapmamış olduğundan, bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin aidat borcu yönünden de TBK. mad. 120 göz önüne alınmak suretiyle, bilirkişiden ek rapor alınarak davacının gecikme faizi borcunun belirlenmesi gerektiği-
Tarafların yetki sözleşmesi yaptığı durumlarda yetkili mahkemenin sözleşmeyle belirlenmiş mahkeme olacağı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Havale bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak yapıldığının kabulü gerekip, davacı bu karinenin aksini iddia ettiğine göre, "banka dekontunda yer alan havalenin, borç amacıyla gönderildiğini" yazılı delille kanıtlamak zorunda olması gerekeceği-
Davacının, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmemekle kendisi davanın açılmasına sebebiyet vermiş olduğundan, yargılama sonucunda davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Dava konusu çek asile teslim edildiğinde bu çekle ilgili açılan davanın konusuz kalacağı-
İİK. mad. 258/I uyarınca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması”nın yeterli olduğu- Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğunun İİK. mad. 264 çerçevesinde yapılacak incelemede ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında değerlendirilebileceği- Kural olarak her borcun doğduğu anda muaccel olduğu- Banka tarafından hesabın kat’ına dair ihtarnameler keşide edilerek borçlunun sözleşmede belirtilen iş adresine gönderilmiş ve ancak borçluya tebliğ edilememişse de, alacağın muaccel hale gelebilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olup, ayrıca ihtarın tebliğine gerek olmadığı-