Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Menfi tespit davasında, mahkemece tedbir kararında açıkça "takip yapılmamasına, yapılacak takiplerin iptaline" şeklinde bir hüküm bulunmadıkça takibin iptaline karar verilmemesi gerekeceği-
Davalı vekili temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep etmiş olup, dilekçesi ekinde duruşma için posta pulunun ekli olduğu yazılı ise de anılan posta pullarının dosya içerisinden çıkmadığından tebligat pulunun ikmali için dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerektiği-
Menfi tespit, birleşen dava kiraya veren tarafından açılan ödenmeyen kira alacağının tahsili için başlatılan icra takinde mahkemece, birleşen dava kabul edildiği ve alacak miktarı sözleşme ile belirlenebilir nitelikte olduğu halde, asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Hüküm ile gerekçe arasında çelişki olması halinde HMK’nun 294 ve 297.maddeleri uyarınca hükmün bozulması gerekeceği-
Davaya konu kredi sözleşmesi ticari nitelikte olduğundan kredi sözleşmesinin taraflarının tacir olduğu, bu nedenle görevli mahkeme ticaret mahkemeleri olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu çekle ilgili devam eden ceza davası bulunduğu ve çekle ilgili zayı nedeniyle iptal kararı mevcut olduğu gerekçelerine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de ceza davasının, yağma suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile beraatla sonuçlanıp kesinleştiği, zayi nedeniyle iptal talebinde bulunma hakkının hamile ait olup, keşideci tarafından açılan ve hasımsız olarak görülen böyle bir dava sonunda verilen kararın bu davayı etkilemeyeceği gözetilerek menfi tespit talebi konusunda karar verilmesi gerekeceği-
"Takibe konu senedin, sadece imza atılarak boş olarak teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini" davacının yazılı delille ispat etmesi gerekeceği-
Alacak yargılama sırasında temlik edilip davacı da davayı temlik alana karşı sürdürdüğünü beyan ettiğinde temlik eden aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Davacı tarafın bononun irade fesada uğratılarak alındığı iddiasını yazılı delillerle kanıtlanamadığı, ayrıca davacının şikayeti üzerine savcılık dosyasında alınan raporda takibe konu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun anlaşıldığı böylece davacının menfi tespit iddiasını ispatlayamadığı-