Menfi tespit davası sonuçlanıp kesinleşinceye kadar alacaklının takip dosyasında işlem yapma zorunluluğu bulunmadığından 6 aylık zamanaşımı süresinin, menfi tespite ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlaması gerekeceği-
Abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki Bayındırlık birim fiyatları esas alınarak hesaplama yapılması gerekeceği-
Sözleşmenin özel şartlar 15. maddesinde “… Kiracı mecuru herhangi bir nedenle tahliye ettiği zaman icra davası masrafları, kira borçları ve bilumum borçlar mahsup edildikten sonra teminatın kalan kısmı kiracıya TL bazında iade edilecektir. Kiracı, ev sahibine yönetimden borcu yoktur yazısı, elektrik, su ve doğalgaz idarelerinden hesap kesme belgelerini ibraz etmeden teminatın kiracıya geri ödenmeyeceği kararlaştırılmıştır." şeklindeki şartlar geçerli olup taraflar bağlayacağından davacı 15. maddedeki şartları yerine getirdiğini kanıtlayamadığına göre depozito bedelinin iadesine karar verilemeyeceği-
Davacının asıl borçluya karşı ileri sürebileceği tüm defileri (şahsı defilerini) faktoring şirketlerine karşı da ileri sürebileceği, davacının dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti gerektiği-
"Çekin anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve teminat olarak verildiği" iddiasının yazılı delille ispat edilemediği, açılan olumsuz tespit davasının reddine, icra takibi tedbiren durdurulduğundan davacının asıl alacağının %40'ı oranında tazminata mahkum edilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan sipariş formundan farklı olarak satışa konu dokuma makinesinin istenilen evsafta olmadığı, 1993 yılı teknolojisinin kullanılıp günümüz teknolojisi ile uyumlu olmadığı, güncelleştirilmesinin mümkün olmadığı, satışa konu makinenin irsaliyeli fatura ile davacıya teslim edildiği, davacının noter aracılığıyla süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, bu nedenle davacının borçlu olmadığının tespit edildiği-
İİK.nun 127. maddesi uyarınca satış ilanının satıştan önce borçluya tebliği zorunlu olup öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ işlemi usulsüz bile yapılsa muhatap usulsüz tebliğ işlemini öğrenmiş ise öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Dava konusu senetlerdeki davacı şirket adına atfen atılan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı, ayrıca senetlerde tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi (bono) vasfında kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacının kefil (aval veren) olarak sorumlu tutulamayacağı- Davalının, senet bedellerinin asıl borçlular tarafından ödendiğini, davanın konusuz kaldığını savunmuş ise de, senet asıllarının halen davalının elinde olup iptal edilmedikleri gibi ödemeye ilişkin yazılı belge de sunulmadığı, davacının söz konusu senetlerden dolayı protestoya maruz kaldığı, dava dışı aynı şekilde düzenlenen iki senedin asıl borçlular tarafından ödenmiş olmasının, senedin kefili olarak gösterilen ve imzası sahte olan davacı şirket açısından bağlayıcı bulunmadığı, davalı tarafça davacı aleyhinde icra takibi yapılmadığı ve davalının savunmalarına göre kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne; davacının dava konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği-
Yabancı para üzerinden tazminat talebine imkan verecek şekilde hüküm kurulamayacağı ve davalının da tazminatla sorumlu tutulamayacağı-
Kaçak su kullanımından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise ara kararı verilerek davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekeceği-