Bonodaki imzaların borçluya ait olmadığını belirten savcılık hazırlık soruşturmasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemeyeceği; menfi tespit davasına bakan mahkemece davacının imza örnekleri getirtilip huzurda imza örnekleri de alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Sigorta acentelerinin, sigorta eden şirketler adına ve onların hesabına işlem yaptıklarından, onların leh ve aleyhlerine poliçe tanzim eden acentelere borç doğmayacağı, davacı acentenin sigorta poliçesinin iptalinden kaynaklanan poliçe nedeniyle davalı tarafından ödenen primin iadesinden hukuken sorumlu olmadığı, tahsilatın asıl sigorta şirketi adına yapıldığı, davacının borçlu sıfatı bulunmadığından, davacının davalıya husumet yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalının takibi sırf kötü niyetle yaptığına ilişkin dosyaya delil yansımadığından davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Kira alacağı ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemi-
Kambiyo senedi düzenlenmesi için mutlaka matbu bir senet metninin gerekli olmadığı- Dava konusu senette, bonoda bulunması gereken zorunlu unsurların mevcut olduğu ve senedin yazıldığı kağıdın niteliği ne olursa olsun üzerindeki imzanın davacıların murisine ait olduğunun birbirlerini doğrulayan raporlar ile kesin olarak tespit edilmiş bulunması karşısında, menfi tespit davasının kabul edilemeyeceği-
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan menfi tespit davalarında Kanunun 72/4. maddesindeki tazminatın asgari % 40 olarak uygulanacağı, 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak olan menfi tespit davalarında ise İİK.nun 72/4. maddesindeki tazminatın asgari % 20 olarak uygulanacağı-
Menfi tespit davasının kabulü kararının kesinleşmesi üzerine, davanın kabulü kararının içeriğine göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan, icra dairesi tarafından icranın kısmen veya tamamen eski hale iade edileceği, mahkeme, davacı-borçlunun hiç borçlu olmadığına karar verilmesi halinde, icra dairesi tarafından, icranın tamamen eski hale iade edileceği- Takibe konu senetten dolayı, borçlunun alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ve bu karar kesinleşmesi halinde, tahsil harcının iadesi konusunda icra müdürlüğü tarafından gerekli işlemlerin yapılması gerekeceği-
Davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlık halinde uygulanması gereken Yönetmelik gereğince, faktoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura veya benzeri belgelerle tevşik edilmeyen alacakları satın alamayacakları veya tahsilini üstlenemeyecekleri- Faktoring şirketinin müşterisinden temliken aldığı bir alacağı takip edebilmesi için alacak bir kambiyo senedinden kaynaklansa bile faktoring sözlemesi ile beraber alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belge asıllarını da ibraz etmek zorunda olduğu-
Davacı tarafından haksız olarak yapıldığı iddia edilen haciz işlemiyle ilgili olarak davacı tarafından açılmış olan istihkak davasının sonucu istirdat davasının sonucunu doğrudan etkileyeceğinden söz konusu istihkak davasının kesinleşmesi beklenmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasında, davalı tarafından açılan davada, "davalının borçlu olmadığı"na karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kredi sözleşmesinde kefil için uygun görülen miktarın diğer yazılardan ve kullanılan kalemden farklı olarak değiştirilerek yükseltildiği çıplak gözle dahi açıkça görüldüğünden, bu hususun kredi limitinin sonradan değiştirildiğine karine teşkil ettiği, dolayısıyla geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından, kefilin ancak imza attığı miktar kadar borçlu olduğu, istirdat davası açan kefilin borçlu bulunmadığı miktar tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken mahkemece olumlu hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-