İcra mahkemesinde alınan bilirkişi raporları gözetildiğinde, menfi tespit davasına bakan mahkemece "sahteliği" konusunda ciddi şüphe bulunan bonoya dayalı "takibin durdurulmasına" (HMK. 209) yönelik verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu-
Davacının iddiasının yetkili temsilcisinin kendisini zararlandırmak maksadıyla lehdar ile el ve işbirliği yapmak olduğu gözetilerek ceza dava dosyasının sonucunun beklenilmesi ve bu dosyadaki delillerin de değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davada, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürüldüğünden ve bu iddia nedeniyle dosya arasına sağlık kurulu raporu sunulduğundan, mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 405 inci ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 56 nci maddeleri uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği, bononun düzenlendiği tarihte medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olup olmadığının araştırılması ve bu hususun bir ön sorun kabul edilerek, gerekirse Türk Medeni Kanunu'nun 462/8 inci maddesi uyarınca vesayet makamından izin alınması yönünde işlem yapılması gerekeceği-
Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-
TTK’ya göre bononun teminat olarak verilmesinin mümkün olduğu, lehtarın davalı bankadan kredi kullandırdığının da anlaşıldığı, bu krediye istinaden verilen bononun ödenmesi karşısında artık bono bakımından davalı bankanın bir alacağının olmadığı başka bir anlatımla davacının bankaya borçlu olmadığının kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle davalı banka hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yapılan ödemenin istirdatına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı banka tarafından davacı hakkında daha önce başlatılan takipte davacı borçlu olarak gösterilmişse de ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, daha sonra aynı alacak için dava konusu yeni takip yapılması durumunda, mükerrer takip yapılıp yapılmadığının icra dosyası incelenerek değerlendirilmesi ve sonucuna göre İİK’in 43/2. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Davalı şirket ortağı olduğundan bahisle dağıtılmayan kâr payı alacağına ilişkin menfi tespit davası-
Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı-
Ticari satım nedeniyle verilen çeklerin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, davacı şirketin, dava devam ederken, re'sen sicilden silindiği, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin ................ tarihli sayısında yayınlanmış olmakla, öncelikle bu hususun değerlendirilip, davacı şirketin re'sen sicilden terkin edilip edilmediğinin belirlenmesi, sicilden terkin edilmişse şirketin ihya edilerek sicile tescilinin sağlanıp, tebligat yapıldıktan sonra davaya devam edilmesi gerekeceği-
Dava konusu bononun arkasında “çekler gelince senet ...........’a iade edilecektir” ibaresi yazılı olup, bu suretle bononun teminat amaçlı olarak verildiğinin kabulü gerekeceği, davalı dava konusu bonoyu teminat amacıyla verildiğini bilerek iktisap etmiş olup bu nedenle iyi niyetli hamil olarak kabul edilemeyeceği-