Menfi tespit davasının, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılan veya yapılması muhtemel olan kişi/borçlu tarafından aslında borçlu olmadığının ispatı için açılan dava olduğu, bu nedenle mahkemece, davacının borçlu olmadığı kısım tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken, borçlu olduğu kısım tespit edilerek olumlu hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Forward sözleşmenin TBK'nun genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerine aykırılık taşıdığı iddiası- "Davalı bankanın forward işlemi hakkında davacı yeteri kadar bilgilendirdiği ve aydınlattığı hususunu" ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmişse de, risk bildirim formu da dahil ilgili tüm belgeleri imzalayıp davalı banka ile aralarındaki türev işlemleri sözleşmesinin hukuken geçerli olduğunu kabul ettikten sonra, zarar ettikleri türev sözleşmenin hukuken geçersiz olduğuna ilişkin davacı iddiasının hukuken korunamayacağı-  Tacir olan davacının yaptığı işlemlerin, attığı imzanın sorumluluğunu kavrayabilecek kimse olduğu, yapılan işlemin riskli olduğu, aynı şekilde bankanın da zarar edebileceği, kurun vade farkından korunmak için sabitlendiği, dolayısıyla davalı bankanın kendiliğinden bu işlemi yapmasının olanaksız olduğu- Taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı banka tarafından kesinti yapıldığından, mahkemece, yapılan kesinti miktarı da denetlenmek suretiyle, sözleşme uyarınca fazla kesinti yapılmadığının tespiti halinde davanın reddi gerektiği-
Bozma ilamında davalının fuar organizasyonunun ertelenmesine ilişkin öne sürdüğü sebeplerin sözleşmede belirlenen tarihte fuar yapılmasına engel olup olmadığı, fuarın ertelenmesinin zorunlu olup olmadığı hususlarının araştırılması istenilmesine rağmen mahkemece bozma sonrası yargılamada herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan sadece davalının cevap dilekçesinde sunduğu deliller değerlendirilerek sonuca gidildiği, halbuki davalı vekilinin bozma sonrası tahkikat kapsamında araştırılması istenilen hususlara dair toplanmasını istediği delilleri 18/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile mahkemeye bildirdiği ancak mahkemece 30/03/2021 tarihli ara kararla tahkikat aşamasında yeni delil toplanamayacağından bahisle davalının delil toplanması talebinin reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, açıklanan nedenlerle uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden, mahkemece uyuşmazlığın çözümü için celbi gereken belgeler dosyaya kazandırılmadan ve gerekli deliller toplanmadan eksik araştırma ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada dava konusu olmayan çekteki imzanın dava konusu olan çeklerdeki imzalarla aynı olup olmadığının tespiti açısından çekin davacı tarafından ibrazının istendiği, davacının çek aslının elinde bulunmadığını, çek aslının TMSF’de olduğunu beyan etmesi üzerine mahkemece TMSF’ye müzekkere yazılarak çek aslının gönderilmesinin istendiği, TMSF tarafından mahkemeye verilen cevapta çek aslının bulunmadığının bildirildiği, ancak, TMSF’ye gönderilen yazıda dava konusu olmayan çek numarasının eksik/yanlış yazıldığının anlaşıldığı, bu durumda, mahkemece davalı savunmasında belirtilen çek numarası eksiksiz yazılarak ilgili yerden getirtilerek yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği- Davalının savunmasında bahsi geçen ve dava konusu olmayan çekin davacı tarafından davalıya ödendiği ve çek aslının davacıya iade edildiği dosya kapsamı itibariyle sabit olduğundan, çeki mahkemeye ibraz yükümlülüğünde olan davacı taraf olup, mahkemece, icapsız yemin delilinin hatırlatılması üzerine davacı şirket yetkilisinin eda ettiği yemine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Çek'e dayalı Menfi Tesbit davasında, taraflar arasındaki gerek araç devri, gerekse diğer protokol alacakları ifa edilmediğinden bedelsiz kalan ve teminat olarak verilen dava konusu çek yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bonolar yönünden davanın kabulüne, ipotekler yönünden davanın reddine dair verilen kararın, sadece reddedilen kısım yönünden davacı yararına bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, bu kez bonolar yönünden davacı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal edecek şekilde davanın tümden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece yapılması gereken işin -bozma ilamından sonra sunulan raporlar da dahil olmak üzere- dosyada bulunan tüm raporların birlikte değerlendirilmesi ve bozma ilamında belirtilen tarihlerde mahcurun fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
Davacı dava dilekçesinde takip dayanağı bonoların rakam ve yazıyla yazılan miktar hanesindeki ‘‘22’’ ve ‘‘ yirmi iki bin ’’ ifadesinin ilave edilerek senetlerin tahrif edildiğini iddia etmiş olup yargılama sonunda tahrifatın sabit görülmesine göre 22.250,00 TL bedelli her iki bononun ayrı ayrı 22.000 TL yönünden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken bono bedelleri üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Her ne kadar yargılama aşamasında alınan bilirkişi ek raporunda, ...... Bankası ................ Şubesi’ne ait .............. çek numaralı, .............. keşide tarihli, 30.000,00 TL bedelli çekte, davalının cirosunun karalandığı (iptal edildiği), davalı kayıtlarında çekin ödemesi kaydının bulunmadığı hususları değerlendirildiğinde çekin bedelinin davalıca tahsil edildiği hususunda tespit yapılamadığı, bu nedenle borçtan düşülmediği bildirilmiş ise de, iş bu çekin dosya içinde bulunan fotokopisinin incelenmesinde, karalamalar bulunsa da davacı şirket tarafından davalı finansal kiralama şirketine ciro edildiği, davalı finansal kiralama şirketinin cirosundan sonra ...... Bank A.Ş. Merkez Şubesi’nin kaşesinin bulunduğu anlaşılmış olup banka tarafından gönderilen ............ tarihli yazı cevabında, çek aslının banka şubesine ibraz edildiği, iptal işlemi yapıldığı bildirildiğinden ve iş bu çekte davacı şirketten sonra davalı finansal kiralama şirketinin cirosu bulunduğundan bu çek bedeli kadar bir ödeme almadığını ispat yükünün davalı finansal kiralama şirketinin üzerinde olduğu, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Eldeki dava menfi tespit davası olduğundan tarafların alacaklılık ve borçluluk durumlarının dava tarihi itibariyle tespit edilmesi ve buna göre bir değerlendirme yapılması gerekeceği, ancak İlk Derece Mahkemesi’nce alacak-borç durumu takip tarihi itibariyle değerlendirilmiş olduğundan hükmün bu yönden bozulması gerekeceği- İlk Derece Mahkemesi’nce davacıların müteselsilen sorumlu oldukları alacaktan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri davada, reddedilen miktarlar yönünden her iki davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Devre mülk sözleşmesi ve yenilenmesine ilişkin prtokolllerde yer alan ödeme planın son satırında ödenecek banka hesabı olarak davalı Anonim Şirketi'nin isminin yer aldığı ve yine protokoller kapsamında yapılan tahsilatlara ilişkin tahsilat makbuzlarında da davalı Anonim Şirketi'nin isminin ödenecek banka hesabı olarak yer aldığı, tüketici lehine davalı Anonim Şirketi ile Limited Şirketi ödeme anlamında organik bağının bulunduğu-
Kaçak su kullanımından kaynaklı borcun bulunmadığının tespiti ile davacı ile dava dışı Belediyesi ile imzalanan sözleşmenin geçerli olup olmadığının tespiti- Bilirkişi incelemesi-