Harcamaların nafakadan mahsubunun gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiğinden, menfi tespit davasında kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit talebi ve itirazın iptali istemi- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki- Hükmün tashihi-
Tacirler arasındaki ticari nitelikteki kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının konusunun para alacağına ilişkin olduğu ve davada arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi- Mudilerin off shore alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihi esas alınarak, daha önceden temyiz incelemesinden geçmiş dosyalar bakımından içtihadı birleştirme kararının, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biri olduğu gözetilerek, zamanaşımına ilişen temyiz itirazları konusunda bir değerlendirme yapılması ve davalı tarafça zamanaşımı hususunda bir temyiz sebebi ileri sürülmemiş olsa dahi, feri müdahil tarafından temyiz nedeni olarak getirilmek kaydıyla davalı yönünden zamanaşımı incelemesinin yapılması, dava konusu olay bakımından ceza mahkemesince banka yöneticilerinin eyleminin dolandırıcılık olarak nitelendirildiği gözetilerek uzamış ceza zamanaşımı süresinin bu suça göre belirlenmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresinin 10 yıllık zamanaşımı süresinden kısa olması halinde her halükarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması, zamanaşımı durduran ve kesen sebeplerden davacı tarafça daha önce açılmış olan bir dava bulunması halinde zamanaşımı süresinin, o davanın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında imzalandığı iddia olunan Sosyal Riski Azaltma Proje Kredi Sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinden kaynaklı menfi tespit istemi- Başvuru formu ve kredi sözleşmesi altındaki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmişse de, davalı tarafça söz konusu kredi bedelinin tedarikçi firma hesabına yatırıldığı ve tedarikçi firma tarafından da malzemelerin davacı ve ortaklarına teslim edildiği iddia edildiğinden, kredi bedelinin davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespiti için tedarikçi firmaya yapılan ödemeye ilişkin belge ile tedarikçi firmadan malzemelerin teslimine dair düzenlenen teslim tesellüm tutanaklarının sorularak dosya arasına alınması, bu evraklarda bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığının davacıdan sorulması, davacının inkar etmesi durumunda imza incelemesi yaptırılması ve kredi bedelinin bizzat olmasa da bu şekilde davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Kredi kartı ve taşıt kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemi- Ödeme, borcu sona erdiren işlem niteliğinde olduğundan, her aşamada nazara alınabileceği- Mahkemece bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek davacının tüm ödeme iddialarını karşılar, tereddütten uzak biçimde düzenlenmiş bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerektiği-
Sahte ruhsatname ile yapılan optisyenlik faaliyeti neticesinde fatura edilerek tahsil edilen ancak davalı kurumca geri alınan reçete bedellerinin istirdadı istemi- Dairece verilen bozma kararıyla, reçetelerdeki malzemelerin davalı kurumun mensuplarına davacı tarafından teslim edilmiş olması, davalı kurumun tazmini gerektirir bir zararının bulunmaması ve taraflar arasındaki optik sözleşmesi hükümlerinde dava konusu uyuşmazlığın ortaya çıkması halinde reçete bedellerinin kurum tarafından geri istenebileceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle, davacı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği- Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince, davanın kabulüne, davacıdan tahsil edilen bedelin istirdadına karar verilmesi gerektiği-
Kefalet sözleşmesini imzaladığı sırada eşin rızaya dair imzası yoksa da, daha sonra davalı banka ile yapılan yeniden yapılandırma protokolünde sırasında, davacının eşinin "davalı banka ile yaptığı sözleşmeye muvavafakat ettiğini" beyan etmesi karşısında, artık sözleşmenin başlangıcındaki eş rızasına dair imza eksikliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı-
Uyuşmazlık, davacılar ile dava dışı üçüncü kişiler arasında haricen yapılan anlaşma neticesinde davalı Bankaya yapılan ödemenin davacıların borcunu sona erdirip erdirmediği ve davalı Banka tarafından bu bedelin dava dışı üçüncü kişilere iade edilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır...
Bonoya dayalı menfi tespit davası, ceza dosyasında davalının dava dışı eski eşi ve yine dava dışı... tarafından verilen beyanlara itibar edilerek kısmen kabul edilmişse de, soyut borç ikrarı niteliğindeki bonoya karşı ileri sürülen ödeme def’inin, davacı tarafından davalının eli ürünü olan aynı güçteki bir belgenin veya davalının bizzat kabulünün varlığında dikkate alınabileceği- Davalının eski eşinin ödeme yapıldığına dair beyanının davalıyı bağlar nitelikte olmadığı-