Davacı-borçlunun "hangi miktar borçlu olmadığı"nın tespitinde belli bir hesaplama ve değerlendirme ile birlikte değişen yasal mevzuata göre hakimin takdirine ihtiyaç bulunduğundan, bu tür davalarda talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olduğu kabul edilemeyeceği ve davacı-borçlunun kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunduğu-
İhtiyati tedbir karar tarihi itibariyle, takip konusu çek bankadan tahsil edilmiş olup, takibin asıl alacaklı yönünden devam imkanı olmadığından, konulan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı alackalı lehine takip konusu asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak % 20 oranında tazminata hükmolunmasının uygun olmadığı-
Genel kredi sözleşmesinin tarihine, miktarına ve limitine ilişkin kısımların yazılmasında farklı türden kalem kullanılmasının, kefalet sözleşmesini geçersiz hale getirmeyeceği-
Menfi tespit davasına "çeklerin avans olarak verildiğini" iddiasının davacı-borçlu tarafından yazılı delille ispatlaması gerektiği-
Dava konusu icra takibinin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulduğu anlaşıldığından davalı takip alacaklısı yararına tazminata karar verilmesi gerekeceği-
Off-shore hesaba aktarılan paranın istirdadı istemine ilişkin davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu (6502 s. K. mad. 3, 73)-
Mahkemece, davacının iddialarının hiçbir şekilde araştırılmadığı, davalının teslim edeceği taşınmazların değerlerinin neye göre ve nasıl tespit edildiği ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılmadığı görüldüğünden, mahkemece, öncelikle, davalıdan tüm hesaplama verilerine ilişkin bilgi, belge vs. temini ile davalının, davacıdan istediği bedelin muvakafat senediyle uyuşup uyuşmadığının tespiti, aradaki bedel farkının "yaklaşık fiyat" değerlendirmesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi açısından oluşturulacak bilirkişi heyetinden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, tarafların iddialarını aydınlatacak mahiyette, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacının iddialarının hiçbir şekilde araştırılmadığı, davalının teslim edeceği taşınmazların değerlerinin neye göre ve nasıl tespit edildiği ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılmadığı görüldüğünden, mahkemece yapılacak işin, öncelikle, davalıdan tüm hesaplama verilerine ilişkin bilgi, belge vs. temini ile davalının, davacıdan istediği bedelin muvakafat senediyle uyuşup uyuşmadığının tespiti, aradaki bedel farkının "yaklaşık fiyat" değerlendirmesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi açısından oluşturulacak bilirkişi heyetinden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, tarafların iddialarını aydınlatacak mahiyette, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi olduğu-
Menfi tespit davasında, sözleşme uyarınca davacının dava tarihi itibariyle davalıdan prim alacağı bulunup bulunmadığı, var ise takip konusu alacaktan takasının mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Lehtardan sonraki ciranta hamil konumundaki davalı, çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından, menfi tespit davasında davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği-