Davacı dava konusu çekin bedelinin keşideci tarafından haricen ödenmesi nedeniyle bankaya iade edildiğini, dava dışı keşidecinin çeki bankadan alarak keşide tarihini düzeltip paraf etmek suretiyle ve çek arkasını ciro ederek çekin davalıya geçtiği anlaşıldığından, davacının çekin kendisi tarafından iade edildiğini ispatla yükümlü olduğu, mahkemece, davacının çeki muhatap bankaya veya keşideciye iade edip etmediği hususunda bankaya yazı yazılarak sorulması, çekin iade edildikten sonra gerçeğe aykırı olarak keşide tarihinin düzeltilip düzeltilmediği ve önceki keşide tarihine göre ibraz süresinin geçip geçmediği (gerçek keşide tarihine göre) araştırılarak, süresinden sonra ibraz var ise çekin kambiyo senedi özelliğini yitireceği gözetilerek toplanacak deliller doğrultusunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Asliye hukuk mahkemesinin ticaret mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verebilmesi için aynı ilçede müstakil bir asliye ticaret mahkemesinin bulunması gerektiği-
Birleşen davada davacı lehine verilen cezai şarttan belirli oranda tenkisata karar verilmiş ise de bu miktarın davalıların ekonomik yönden mahvına sebebiyet verip vermeyeceği noktasında bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaşılmış olup soyut kanaat ile indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
İcra takibi sırasında haksız yere tahsil edilen paranın istirdadına ilişkin davada, davacı iddiasında icra takibine konu borcun 5.500-TL bedelli çek ve davalıya kesilen iki adet iade faturasına konu malların iadesi nedeniyle ödendiğini belirtmiş olup, davacının davalıya kestiği iki adet iade faturasındaki malların bu kargo belgelerindeki mallar olup olmadığı, kargodaki malların teslim edilip edilmediği araştırılmadan salt kargo şirketinin yazısı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilemeyeceği-
Fatura altının faturayı tanzim eden tarafından kaşe vurularak imzalanmasının, o faturanın kapalı fatura olduğuna ve fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil edeceği ve bu durumda, alacaklının fatura bedelini tahsil etmediğini kanıtlaması gerektiği-
Olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/08/2016 tarihli ve 670 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5’inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verileceği, bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilip, davacılara re'sen tebliğ edileceği ve tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerinde bırakılacağı düzenlemesini içerdiğinden, düzenleme gereğince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda çekin keşide tarihinden sonraki belge asılları incelenerek imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, oysa ki anılan rapor mukayese belgeler açısından yeterli incelemeyi içermediğinden, davacının çekin keşide tarihinden önceki dönemlerde yetkili merciler önünde attığı imza örneklerini içeren belgelerin asılları getirtilerek çekte davacıya atfen atılan imzaların davacıya ait olup olmadığı konusunda yeniden bilirkişi raporu alınması gerekeceği-
İİK mad. 72/6 uyarınca “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, istirdat davası olarak devam edilir.” düzenlemesi karşısında, ödenen bu bedelden mahkemece kabul edilen kısım açısından anılan yasa hükmü istirdata karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece her üç davalı olan lehtar, hamil ve temlik alan ile ilgili olarak esas hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken davalılar lehtar ve hamil hakkında davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesi uyarınca davalı faktoring şirketi davacı keşideci şirket karşısında iyiniyetli 3. kişi durumunda olduğundan, bu davacının öncelikle çekten dolayı borçlu bulunmadığını ispatlaması, daha sonra ise davalı faktoring şirketinin çekin bedelsiz olduğunu bilerek ağır kusurlu olarak kötüniyetli iktisap ettiğini ispatlaması gerekeceği- Davacı adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklığı oluşturan tüm şirketler tarafından birlikte dava açılması gerekirken adi ortaklık adına dava açılması usule aykırı olduğundan bu durumda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği-