İsbat yükünün kime düştüğünü belirten ve ilmi / kazai içtihatlarda benimsenen ölçütler – Evi terk ederken, “ziynetlerinin götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını” isbat edemeyen kadının, bunlarla birlikte evden ayrıldığını kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun olacağı–
Munzam zararın, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve faizlerinin yanında talep edilmemiş olsa dahi on yıllık zamanaşımı süresi içinde ayrı bir dava ile istenebileceği-
MK.6 uyarınca davacının idiasını isbat etmekle yükümlü olduğu, ancak bu kuralın mutlak olmadığı, toplumumuzun içinde bulunduğu ekonomik/sosyal durum nedeniyle bir kişinin parasını bankaya, dövize yatırarak ya da kendi işinde değerlendirerek, temerrüt faizinden daha fazla gelir elde edeceğinin bilinen bir gerçek olduğu, HUMK. 238 uyarınca maruf olayların ayrıca isbatına ihtiyaç bulunmadığı, bu nedenle “munzam zarar” (BK.105) davalarında, davacının fiilen uğradığı zararı ayrıca isbat etmesine gerek bulunmadığı-
İsbat yükünün kural olarak davacıya düştüğü, davacının davasının dayandığı olayları isbatla yükümlü olduğu, davacının bu hususu isbat ettikten sonra davalının savunmasını dayandırdığı olayları isbat etmesi gerekeceği–
Kartvizit altında yazı ve imzayı kabul etmekle birlikte, borcunu ödemiş olmasına rağmen davacının bu kartviziti kendisine geri vermediğini savunan tarafın ödeme def’in ispat etmesi gerektiği-
Kasko sigortalarında, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini isbat külfetinin sigortacıda bulunduğu–
Cebri icra satışının muvazaalı olduğu –inandırıcı delillerle– kanıtlanmadıkça, “yapılan açık artırmanın muvazaalı olduğu”nun kabul edilemeyeceği–
“Bir olgudan, kendi yararına hakların var olduğunu” ileri süren tarafın, olguyu kanıtlamakla yükümlü olduğu, iddiasını kanıtlamanın öncelikle davacıya düştüğü, davalının bunun aksini savunması halinde, karşı iddiasını (savunmasını) kanıtlayacak delilleri sunması gerekeceği–
Tüzel kişilerde, tüzel kişinin organının isticvap olunması gerekeceği–