Paranın verildiğine ilişkin belgede, veriliş nedeniyle ilgili olarak herhangi bir açıklık bulunmuyor ve parayı verenin ileri sürdüğü hukuksal neden parayı alanca reddediliyor ise, belgeye konu paranın kendisince ileri sürülen nedenle verilmiş olduğunu kanıtlama yükümünün, parayı verene ait olacağı–
İspat yükünün hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşeceği, ileri sürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayları ispat etmesi gerekeceği, ispat yükünün daha kolay başarana düşeceği– Hayat deneylerine göre kadın üzerinde olması ya da evde saklanmış ve muhafaza edilmiş olması olağan olan ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunun ve zorla elinden alındığının, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğinin kadın olan davacı tarafındanispat edilmesi gerekeceği–
Munzam zarar alacaklısının, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlü olduğu, borçlunun ancak temerrüdündeki kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabileceği– Munzam zarar davalarında alacaklının (davacının) ispat yükümlülüğünün çok sıkı kurallara bağlanmaması gerekeceği, genel ispat yöntemlerinde olduğu gibi her olayın kendi yapısı ve özelliği içinde değerlendirmeye tâbi tutulması gerekeceği – Alacaklının davasında dayandığı maddi olgulara uygulanması zorunlu görülen HUMK. md. 238/2 ve MK. 7 anlamında belirlenen delillerle alacaklının zararının kanıtlandığına ilişkin karinenin vücut bulduğu–
Davacı, iddiasını yazılı belge ibraz ederek ispat edememiş ancak, dava dilekçesinde «vs... delil» demek suretiyle, yemin deliline de dayandığından, davacıya, davalı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatılması ve sonucuna göre bir kararın verilmesi gerekeceği–
Vasıflı ikrarda ispat yükünün vakıayı ileri süren tarafta olup, o vakıayı vasıflı olarak ikrar eden tarafta olmadığı, bu durumda gönderilen paranın davalının alacağına karşılık değil, ödünç olarak gönderildiğini ispat yükünün davacıya düşeceği–
Davacı dava konusu ziynet eşyasını davalıya, ultrason aleti almak için verdiğini dayandığı delillerle ispat edemediğinden açılan davanın reddi gerekeceği-
MK. 6 uyarınca iki taraftan her biri iddiasını isbat ile yükümlü olduğundan, hakimin her iki tarafın da gösterdiği delilleri toplamadan -eksik inceleme ile- karar veremeyeceği–
Davacının; davalının kredi borcunu kapattığı tarihte davalının taşınmazını satış vaadi ile alması, tapudan alması mümkün iken o yolu seçmemesi ve sözleşmeden sonra üç seneye yakın süre ile dava açmaması hayatın olağan akışına göre sözleşmenin karz akdinin teminatı olarak düzenlendiğini gösterdiği, artık bunun aksini, yani sözleşmenin gerçek bir satış vaadi sözleşmesi olduğunu davacının kanıtlaması gerektiği–
İsbat yükünün kime düştüğünü belirten ve ilmi / kazai içtihatlarda benimsenen ölçütler – Evi terk ederken, “ziynetlerinin götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını” isbat edemeyen kadının, bunlarla birlikte evden ayrıldığını kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun olacağı–