Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu- Çalıştırılan sigortalıları bildirme yükümlülüğü ile bu yüküm­lülüğün Yasanın aradığı sürede yerine getirildiğinin ispatı iş­verene ait olduğu-
TTK.23 maddesi hükmüne (şimdi; Yeni TTK. mad. 21) göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesinin karşı tarafça tebliğinden itibaren 8 gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olmasına bağlı olduğu, bunun için de öncelikle taraflar arasında bir sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olmasının gerektiği, malın teslim edildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasında çözülmesi gereken sorunun iadeye tabi olan cihazın bedeli konusunda olduğu, MK.6.maddesine göre herkesin iddiasını ispat ile yükümlü olduğu ve davacının ödediğini iddia ettiği rakama ilişkin tüm delillerin sorulmak suretiyle iddiasını ispata yarar tüm delillerin toplanması gerektiği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Dava, kasko sigortasına dayalı rücu talebine ilişkin olup davacı delil olarak trafik kaza tutanağına, fotoğraflara, ekspertiz raporuna ve bilirkişi raporuna dayanmış, hasar ve kusur durumunun dosya üzerinden bilirkişi incelemesi suretiyle yapılmasını talep etmiştir, ibraz edilen belgelere göre hasar ve kusur durumunun tespiti mümkün ise bu takdirde davacının iddiasını ispat edemediğinden söz edilemeyeceğinden kesin süreye uyulmadığı gerek­çesiyle davanın reddine karar verilemeyeceği-
Davacı taraf, iddiasını ispat yönünden “yemin” deliline dayandığının, anlaşılması karşısında, mahkemece davacıya, yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yaptırılacak yemin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Olağanüstü koşul­lar altında gerçekleşen durum karşısında, olağan durumlar nedeniyle Kurum yararına oluşan ve Yargıtay içtihatlarına konu olan karinenin varlığından söz edip, buna bağlı olarak da, davalıları ispat külfeti altına sok­manın, yasal düzenlemeler ve hakkaniyetle bağdaşır bir yaklaşım olarak kabul edilmesi­ne olanak olmadığı-
Her ne kadar M.K.nun 6. maddesi hükmüne göre davacı iddiasını ispat etmekle yükümlü ise de; bu kural mutlak değildir. Fiili karine karşısında davacının ayrıca zara­rını ispat etmesi gerekmeyeceği, bu vakıanın sabit sa­yılacağı ve davalı ise bu karinenin aksini ve kusursuzluğunu kanıtlaması gerekeceği-
743 sayılı MK.'a göre muris tarafından aksine bir teberru yapılmadıkça füruu lehine bahşedilen cihaz, tesis masrafı, borçtan ibra suretiyle ve bu kabilden sair suretlerle bahşedilen menfaatlerin iadeye tabi olduğu- Yasada sayılan ve iadeye tabi menfaatler yönünden mirasta iade davalarında ispat yükünün lehine tasarruf yapılan fürua ait olduğu,diğer menfaatler yönünden ise genel ispat kuralı uyarınca iade isteyen füruu iddiasını ispatla yükümlü olduğu- Murisin taşınmazlarını çocuklarına bağışladığı ve bu kazandırmanın yasada sayılan menfaatlerden olmamasından dolayı ispat yükünün davacıda olduğu- 
İspat yükü ilk önce, kural olarak davacıya düşer, yani davacının, davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmesinin gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafa söz konusu faturanın ödenmediği iddiasını ispat olanağı tanınarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, taraf ticari defterlerinin sahipleri leh veya aleyhlerine delil olma nitelikleri dahi değerlendirilip tartışılmadan, noksan inceleme sonucu araç kiralama bedelinin dahi hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-