775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 34/1.maddesinde; "Bu Kanun hükümlerine göre belediyelerce tahsis olunan arsalar, yapılar ve bu arsalar üzerinde yapılan bina ile meydana gelen taşınmaz mallar, tahsis tarihinden itibaren 10 yıl süre içinde haczedilemez" düzenlemesinin yer aldığı, sözü edilen hüküm emredici nitelikte ve kamu düzeni ile ilgili olduğundan bu konudaki şikayetin süreye bağlı olmadığı-
Şikayet konusu yapılan araçların tamamı yönünden fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları ya da nitelikleri gereği hacizlerinin mümkün olup olmadığının raporda belirtilmediği görüldüğünden,mahkemece, bozma ilamı gereğince bilirkişilerden ek rapor alınarak, gerektiği takdirde yeniden keşif yapılarak, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı için mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bankanın rehin, hapis ve takas hakkı hüküm altına alındığı, bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkı tanındığı kredi sözleşmesindeki taahhüt kapsamında davacının davalı banka nezdindeki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılmasının haksız şart niteliğinde olmadığı-
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olduğu, bu sürenin haczin öğrenildiği tarihten başlayacağı-
Somut uyuşmazlıkta haciz tutanağının geçici aciz belgesi olarak kabul edilmiş ise de; icra dosyası kapsamından davalı borçlu adına kayıtlı dava konusu edilen hisse dışında diğer illerde gayrimenkul hisselerinin de olduğu gerek beyan gerek dosya içerisindeki tapu kayıtlarından anlaşılmasına göre anılan taşınmazlara ait tapu kayıtları istenerek, üzerinde bulunan farklı hacizlerde değerlendirilerek kıymet takdiri yapılıp borçlunun hissesine düşen kısmın parasal değerinin ve bu değerlerin davacının alacağını karşılayıp karşılamayacağı ve bu kapsamda borçlunun aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Menkul haczi esnasında diğer borçlunun hazır bulunmuş olmasının, taşınmaz maliki şikayetçi-borçlunun şikayete konu taşınmaz haczini öğrendiği anlamına gelmeyeceği- Borçluya İİK. mad. 103. uyarınca, davetiye de tebliğ edilmediğinden, meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal sürede yapıldığının kabulü gerektiği-
Mahkemece yaptırılan keşif sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlunun şikayete konu meskenin değeri 132.000,00 TL, haline münasip alabileceği evin değeri ise 70.000,00 TL olarak tespit edildiğinden, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile taşınmazın ihale yolu ile satılarak, satış bedelinden borçlunun haline münasip evi alabilmesi için gerekli olan 70.000,00 TL''nin borçluya, kalanının ise hak sahiplerine ödenmesine ve taşınmazın 70.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği- Borçlunun 103 davetiyesinin tebliğ tarihinde eşi ile ayrı yaşadığı hususunda mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, ayrılık kararının bulunması durumunda, borçlunun eşine yapılan tebligat usulsüz ve dolayısıyla borçlunun başvurusu süresinde olacağından, şikayete konu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipoteğe ilişkin ipotek akit tablosunun onaylı ve okunaklı örneğinin ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek ve ayrıca ipoteğin mahiyeti ve veriliş nedeni, zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği ipotek alacaklısı bankadan sorulup tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; taşınmaz ve üzerindeki muhtesatın toplam değeri tesbit edildikten ve bu değerden borçlunun taşınmazdaki hissesi oranına göre hissesine düşecek miktar belirlendikten sonra, bu miktar mahcuzun değeri olarak nazara alınıp, bilirkişi raporuna göre borçlunun alabileceği ev bedeli ile karşılaştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-