İcra memurunun, haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisinin bulunduğu, burada tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, yani öncelikle istihkak iddiasının çözümlenmesi gerektiğinden bahisle haciz talebini reddetme yetkisinin olmadığı, icra müdürünün haciz işlemi üzerine mahcuz mala yönelik olarak istihkak iddiasında bulunulması halinde İİK'nın 96 ve devamı maddeleri hükümlerinde yazılı istihkak usulünün uygulanacağı-
Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına rağmen hacizli araçlar yönünden mahallinde yapılan keşfin yalnızca fotoğrafçı bilirkişi refakati ile gerçekleştirildiği, bozma ilamında belirtildiği şekilde şikayet konusu yapılan araçların tamamı yönünden, fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları, nitelikleri gereği hacizlerinin mümkün olup olmadığı yönünden konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak rapor aldırılmadan, yalnızca mahkeme gözlemine dayalı olarak bir kısım araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, bozma ilamı gereğince, hurda araçların haczinin mümkün olduğu da dikkate alınarak uzman bilirkişilerin katılımıyla yeniden keşif yapılarak anılan hususlarda, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Şikayetçi borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği ve şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği halde, HMK.nun 326. maddesi gereğince mahkemece, şikayetçi yararına A.A.Ü.T'ne göre vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, şikayete konu taşınmazın gerek arsa gerekse üzerindeki yapı değerinin borçlunun hissesine göre hesaplanması sağlanarak, şikayete konu taşınmazdaki borçluya isabet edecek hisse değeri tespit edildikten sonra, haciz tarihinde borçlu ile aynı çatı altında yaşayan ve borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tespitinin yapılarak, bu tespite göre borçlunun haline münasip alabileceği ev değeri belirlenerek, bu değerler arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına rağmen hacizli araçlar yönünden mahallinde yapılan keşfin yalnızca fotoğrafçı bilirkişi refakati ile gerçekleştirildiği, bozma ilamında belirtildiği şekilde şikayet konusu yapılan araçların tamamı yönünden, fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları, nitelikleri gereği hacizlerinin mümkün olup olmadığı yönünden konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak rapor aldırılmadan, yalnızca mahkeme gözlemine dayalı olarak bir kısım araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması isteminin reddine karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, bozma ilamı gereğince, uzman bilirkişilerin katılımıyla yeniden keşif yapılarak anılan hususlarda, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine (3) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığının, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğunun, mahkemece dosya üzerinden şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiğinin görüldüğü, borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayetin niteliği gözetilerek duruşmalı incelenmesinin zorunlu olduğu-
Meskeniyet iddiası İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca taşınmazlar yönünden geçerli olup taşınır hükmündeki enkaz yönünden böyle bir iddianın dinlenmesinin mümkün olmadığı, ancak taşınmazın tapu kaydında şikayetçi borçlu yönünden verilmiş bir tahsis kararı veya kurulmuş bir intifa hakkı bulunması durumunda meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği, resmi sicile kayıtlı malların haczinin kaydına işletilmek suretiyle yapılacağı, resmi sicile kayıtlı olmayan taşınırların haczinin ise icra müdürlüğünce fiilen haciz işlemi yapılmak suretiyle yerine getirileceği, taşınır hükmündeki enkaz yönünden geçerli bir haciz işleminin varlığının, icra müdürlüğünce mahalline gidilerek fiilen haciz işlemi yapılmasıyla mümkün olduğu-
Borçlunun   ileri sürdüğü ve  temyiz  talebine   de konu ettiği 6487 Sayılı Kanun'un  21. maddesi ile  değişik  2942  sayılı Kanun'un  geçici 6. maddesinin 11-13.fıkraları   gereğince  haciz konulamayacağı yönündeki şikayet sebebinin, mahkemece tartışılmadığı ve dolayısıyla bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece, borçlunun, sadece bu şikayet sebebi nedeniyle kararı temyiz ettiği de dikkate alınarak, anılan şikayetle ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek  üzere kararın bozulması gerekeceği-
Borçlunun   ileri sürdüğü ve  temyiz  talebine   de konu ettiği 6487 Sayılı Kanun'un  21. maddesi ile  değişik  2942  sayılı Kanun'un  geçici 6. maddesinin 11-13.fıkraları   gereğince  haciz konulamayacağı yönündeki şikayet sebebinin, mahkemece tartışılmadığı ve dolayısıyla bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece,   borçlunun, sadece bu şikayet sebebi nedeniyle kararı temyiz ettiği de dikkate alınarak, anılan şikayetle ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek  üzere kararın bozulması gerekeceği-
Kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların, icra takibine konu edilmesi halinde, elatma tarihi 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında ise, takibe konu ilamın 5999 sayılı Yasa'nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda, idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceğinin, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerekeceği, 04.11.1983'den sonraki el koymalarda ise; 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin haciz yasağı getirmekle birlikte, anılan Yasa maddesi Anayasa'ya aykırı görülerek 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla, uygulanırlığının kalmadığı, bu durumda, ilam tarihi, yeniden haciz yasağının getirildiği 11.06.2013 tarihinden önce olması halinde haciz konulabileceğinden şikayetin reddi, ilam tarihi, 11.06.2013 tarihinden sonra olması halinde ise, haciz yasağı mevcut olduğundan şikayetin kabulü gerekeceği, somut olayda; 21.02.2012 tarihli takip konusu ilamda, idarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonra yapıldığı belirtildiğinden ve olayda uygulanması gerekli 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin iptal edildiği, ilam tarihinin 11.06.2013'den öncesine ait olduğu da nazara alınarak, borçlu aleyhine haciz uygulanmasında, anılan yasal çerçevede hukuka aykırı bir yön bulunmadığının kabul edilmesi gerekeceği, dolayısıyla mahkemenin, bu konuya ilişkin ret kararının yerinde olduğu-