Haczedilen bir malın haczi kabil olmadığını ileri sürmesi hâlinde, icra memurunun kendiliğinden haczi kaldırma yetkisi bulunmadığından, haczedilmezlik şikâyetiyle icra mahkemesine başvurulması gerektiği- Kendiliğinden araştırma ilkesi gereğince, icra mahkemesi şikâyeti incelerken tarafların ileri sürdüğü deliller yanında kendisi de ileri sürülen vakıaların açıklığa kavuşması için tanık dinleyebileceği, bilirkişiye başvurabileceği, gerektiğinde keşfe karar verebilieceği ve şikâyet dilekçesinde belirtilmemiş olsa bile şikâyete konu işlemlerle ilgili olanları kendiliğinden çağırıp dinleyebilieceği- Emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayette, icra memurunun yasanın amir hükmüne aykırı bir işlem yapıp yapmadığını mahkemenin kendiliğinden araştırarak aydınlatması gerektiği- İcra takip dosyasında borçlunun emekli maaşı üzerine haciz konulması için ilgili kuruma yazılan müzekkereye verilen cevapta haczin sıraya konulduğu bildirildiğinden, belirtilen müzekkereler uyarınca borçlunun emekli maaşı üzerine haciz konulup konulmadığının Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Gerek icra daireleri arasında ve gerekse icra mahkemesi ile icra daireleri arasında görev değil, iş bölümü ilişkisinin söz konusu olduğu- Şikâyet yoluyla icra mahkemesine yapılan başvuruda da maktu başvurma harcı ile maktu karar ve ilamı harcı alınacağı- Mahkemeler veznesine tek harç (başvurma ve peşin karar ve ilam harcı) yatırılmak suretiyle iki ayrı icra dosyası için şikâyette bulunulmuş ise de, bu harcın hangi icra dosyası için yatırıldığı belirgin olmadığından, harcın hiç yatırılmadığından söz edilemeyeceği ve bu nedenle, iş bölümü uyarınca dosya tefrik edilip emekli maaşına haciz uygulamış olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine gönderildiği takdirde harcın tamamlanmasının mümkün olduğu, bu nedenle icra mahkemesince ilgili şikâyet bakımından tefrik kararı verilerek, dosyanın ilgili icra mahkemesine gönderilmesi gerektiği-
Davacı kredi müşterisinin, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi sırasında verdiği muvafakatin İİK. mad. 83/a gereğince geçersiz olduğu, İİK. (mad. 83/a) ve 5510 s. Kanunda (mad. 93) yer alan düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte olduğundan, davacının sessiz kalmak suretiyle davalı bankanın yapmış olduğu blokelere "zımnen muvafakat ettiği" şeklindeki değerlendirilmenin hataı olduğu-
İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkının olduğu-
İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, icra mahkemesince, borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise İİK'nun 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmesi ve satış bedelinden haline münasip mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılması, kalanının alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Teminat mektubu ile doğmuş ve doğacak bir hak bulunmadığından, lehtarın borcu için teminat mektubunun haczedilmesine yasal imkanın olmadığı, teminat mektubunun hangi iş için verilmiş ise ancak onun için haczedilip paraya çevrilebileceği-
Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının gerekli olduğu-
Her dava ve şikayetin, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirileceği, taşınmazın ihalesinin yapılmasının, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmeyeceği- Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde, takibin tarafı olmayan 3. kişinin, şikayete konu taşınmaz üzerinde ipoteği bulunmasından dolayı yargılamaya dahil edilmesi doğru olmadığı gibi lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu-
Yapılan tespitte, borçlunun haline münasip bir ev alabilmesi için gereken para, haczedilen evin kıymetinden fazla veya evin kıymetine eşit ise haczin kaldırılacağı-
Meskeniyet şikayetine konu taşınmazla ilgili olarak mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 16.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; şikayete konu Çayeli ilçesinde bulunan 52 ada 19 parselde kayıtlı 22 numaralı bağımsız bölümün değerinin 131.619,00 TL olarak belirlendiğinin, anılan raporda, borçlunun, daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi 110.000,00-140.000,00 TL aralığında alabileceğinin bildirildiğinin görüldüğü, söz konusu raporda, borçlunun haline uygun alabileceği evin değerinin tek bir bedel olarak net ve kesin şekilde tespit edilmediği anlaşılmakta olup, bu haliyle raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı-
Satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanının yasal olarak ortadan kalktığı- Şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği- Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu- Haciz tarihinde taşınmazın bir kısım hissesi borçlu adına kayıtlı ise haciz işleminde usulsüzlük olmadığı-