Borçlunun, kredi kartı sözleşmesinin devam ettiği süreçte bankaya verdiği tüm ödemelerin emekli maaşından yapılmasına ilişkin muvafakat ile maaşına bloke konulabileceği-
Borçlunun; damadı, kızı ve üç torununun bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamında bulunmadığı- Borçlunun tek başına yaşayacağından hareketle daha az oda sayısı bulunan meskenin ihtiyacını karşılayacağı ve borçlunun şehrin daha mütevazi semtlerinde oturabileceği nazara alınarak bilirkişiden açıklanan ilkeler doğrultusunda haline münasip evin değerinin belirlenmesi gerektiği-
Haciz, şikayete konu ödeme emirlerinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkin ise de; usulsüz tebligat şikayetleri nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmesi ile açıklık kazanacağı- Mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin dosyasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
İİK. mad. 82/12 gereğince, borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, buradaki "aile" teriminin, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsadığı- İcra Mahkemesi'nce borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya verilip kalanının icra dosyasında bırakılması gerektiği, bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerlerin, maddede öngörülen amaca aykırı olduğu, değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatlarının esas alınması gerektiği-
Belediye Kanununda 6552 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceği ve bu tarihten sonra icra müdürlüğünce borçlu belediyeye -5393 s. Belediye Kanunu mad. 15/son uyarınca- borca yetecek mal göstermesi için muhtıra tebliğ edilmeden, "doğrudan" haciz konulmasının usulsüz olduğu- Borçlu Belediye tarafından mal beyanında bulunulduğuna dair dilekçe verilmiş ise de, anılan dilekçe yasada belirtilen presedür ve içeriğe uygun olmadığından, usulüne uygun mal beyanında bulunulması için davetiye çıkarılmasına dair yasal zorunluluk yerine getirilmeden haciz konulmasının usulsüz olduğu, hacizlerin kaldırılması gerektiği-
Mahkemece, 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan taşınmazların ve hesaplardaki paraların niteliği gereği haczi kabil olup olmadıklarının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadıklarının, taşınmazlar ve haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Belediye K. mad. 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmünün, yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde uygulanamayacağı-
Alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce, takip borçlusunun, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ndeki teminat alacakları için de 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği görüldüğünden, mahkemece, takip borçlusunun; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde yürüttüğü işlerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında olup olmadığı araştırılarak, şayet bu kapsamda ise, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 26. maddesi ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 34. maddesi uyarınca teminatların haczedilmesi mümkün olmadığından şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Bodrum Tapu Müdürlüğü’nün yazısı ekinde yer alan şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin Resmi Senet’de yer alan ““.......Konut Finansmanı Sözleşmesinden ve ayrılmaz bir eki olan ödeme planına uygun olarak kullandığı/kullanacağı krediden doğan borçları ve buna ilaveten Banka Merkez ve Şubeleri ile yapmış olduğu ya da ileride yapacağı, kambiyo senetlerinin iskonto ve iştirasından namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu ve alacaklı cari hesaplardan ........sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarını .........karşılamak üzere maliki bulunduğu gayrimenkulünü Banka lehine Birinci dereceden.....ipotek etmeyi kabul ettiğini....” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve zorunlu ipotek olmadığı görüldüğünden ipotek konusu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu ve ipoteğin zorunlu ipotek nevinden olmadığı sabit ve tartışmasız olduğuna göre meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaza, farklı dosyalardan, farklı tarihlerde doğrudan haciz konulduğundan, meskeniyet şikayetini inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairelerinin bağlı olduğu icra hukuk mahkemelerine ait olduğu- Borçlunun eşinin talebi üzerine, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhinin işlenmesinin, borçlunun da hacizlerden haberdar olduğunun kabulü için yeterli olmadığı- Mahkemece, şikayet konusu olan hacizler yönünden dosyalar tefrik edilerek, her bir dosya yönünden yapılacak inceleme ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-